Petrol Piyasasında 15 Yılın Ardından Hangi İlk Yaşandı?

Petrol Piyasasında 15 Yılın Ardından Hangi İlk Yaşandı?


















Küresel petrol piyasasında tam 15 yılın ardından bugün bir ilk yaşandı. OPEC üyesi olan ve OPEC üyesi olmayan ülkeler bir araya geldiler ve küresel petrol üretimini sınırlama konusunda mutabakata vardılar. Petrol piyasasında yaşanan bu tarihi gelişmenin detaylarını sizler için derledim;

Petrol piyasasında geçen aydan bu yana oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu durumun temel nedeni ise Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği’nin (OPEC) Viyana’da gerçekleştirmiş olduğu kritik toplantı. Bilindiği üzere petrol fiyatları, yılın sonlarına yaklaştığımız günler içerisinde oldukça değer kaybetti. Petrol fiyatlarının değer kayıpları yaşamasındaki temel nedenler ise küresel arz fazlasının giderek tırmanması ve ABD’de açıklanan stok verilerinin rekor seviyelere kadar yükselmesi.

OPEC Viyana Toplantısında Hangi Yönde Karar Almıştı? 


Yaşanan bu gelişmelerin ardından OPEC’in geçen ay Viyana’da gerçekleştirdiği toplantı ayrı bir öneme sahip olmuştu. Hatırlanacağı üzere toplantıda OPEC üyeleri, petrol üretimini sınırlama konusunda oldukça önemli bir adım atmaya karar vermişlerdi. Sekiz yıl aranın ardından OPEC’in aldığı bu kararın petrol piyasasına ilişkin yansımalarını derlediğim yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

OPEC Üyesi Olmayan Ülkeler Neden Bir Araya Geldiler? 


Bugün ise OPEC’in petrol üretimini sınırlama kararına, OPEC üyesi olmayan ülkelerden de destek geldi. OPEC üyesi olmayan ülkeler yaptıkları görüşmelerde, küresel petrol üretiminin sınırlanması gerektiği yönünde karar kıldılar. Böylelikle tam 15 yılın ardından OPEC üyesi olan ülkeler ve OPEC üyesi olmayan ülkeler, küresel petrol üretimini sınırlama konusunda ortak bir adım attılar.

OPEC’in Üretim Dondurma Kararı Petrol Varil Fiyatlarını Ne Kadar Yükseltti? 


Artık küresel petrol üretimi günlük olarak 1.2 milyon varil düzeyinde sınırlandırılmış oldu. OPEC’in geçen ay almış olduğu petrol üretimini sınırlama kararının ardından, petrol fiyatları bugüne kadar yüzde 15 yükseldi. Bu doğrultuda petrol varil fiyatları 55 doların üzerine kadar yükseldi. Önümüzdeki süreç içerisinde ise petrol varil fiyatlarının uzun bir aranın ardından 60 doların üzerine yükseldiğini görebiliriz.
Devamını Oku »

FED 2016 Aralık FOMC Toplantısında Faiz Artıracak mı?

FED 2016 Aralık FOMC Toplantısında Faiz Artıracak mı?



















ABD Merkez Bankası (FED) Aralık ayında gerçekleştireceği Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında faiz artırımına gidecek mi? Yılın en çok merak edilen gelişmesini sizler için araştırdım;

Küresel piyasaların 2016 yılının başından bu yana en çok merak ettiği konuların başında kuşkusuz ABD Merkez Bankası’nın (FED) gerçekleştirdiği kritik Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantılarında izleyeceği yol haritası yer alıyor. Hatırlanacağı üzere FED, geçen yılın Aralık ayında gerçekleştirdiği yılın son FOMC toplantısında, piyasaları oldukça şaşırtmış ve tam dokuz yılın ardından faiz artırım kararı almıştı. Bu doğrultuda ABD’de faizler yüzde 0.25 ile 0.50 aralığına yükselmişti.

ABD’de Faizler Neden Düşük? 


FED’in faiz artırımına gitme olasılıklarını incelerken, ABD’de faiz oranlarının neden diğer ülkelere nazaran oldukça düşük olduğunu dile getirmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Hatırlanacağı üzere 2008 yılının son aylarında, küresel çapta oldukça derin bir kriz baş göstermişti. Bu kriz öylesine derindi ki 1929 yılında gerçekleşen Dünya Ekonomik Bunalımı ile karşılaştırılmıştı.

Dünyanın en büyük ekonomisi konumunda olan ABD’de başlayan kriz, kısa süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına almıştı. Taşınmaz mal piyasasının beklenmedik şekilde değer kaybetmesi üzerine büyük şirketlerden ve kişisel finanslardan gelen iflas açıklamaları ile kriz, önlemez bir boyuta kadar ulaşmıştı. Küresel krizlerden çıkış için birçok merkez bankası, maliye politikasına ağırlık verme kararı almıştı. Tam da bu noktada FED, faizleri düşürme kararı almıştı.

FED 2016 Yılında Faiz Arttırdı mı? 


Yazımın başında FED’in en son geçen yılın Aralık ayında faiz artırdığını belirtmiştim. Lakin burada dikkat edilmesi gerek nokta; FED’in yılın başında kamuoyuna yaptığı açıklamalardı. FED cephesinden yapılan açıklamada; 2016 yılında kademeli olarak faiz artırımının gerçekleştirileceği ifade edilmişti. Ancak yılın başından bu yana gerçekleştirilen toplantıların tamamında FED, faizleri sabit tutma kararı aldı.

FED Faizleri Neden Sabit Tutuyor? 


2016 yılının başında FED’in bu yıl için faiz artırma niyetinde olduğunu yapılan açıklamalarda net olarak görmüştük. Fakat yıl içerisinde beklenmedik şekilde ortaya çıkan birtakım olaylar, FED’in faiz artırımını ertelemesine neden olmuştu. İngiltere’nin Haziran ayında Brexit’e gitmesi, emtia fiyatlarında görülen şok düşüşler, ABD’de açıklanan ekonomik verilerin beklentileri karşılamaması ve hedeflenen enflasyon düzeyine ulaşılamaması üzerine FED, faizleri sabit tutmak zorunda kaldı.

FED’in 2016 Aralık’ta Faiz Artırması Mümkün mü? 


FED’in Aralık toplantısı bilindiği üzere 13-14 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek. Kritik FOMC toplantısına sayılı günler kala, FED’in merakla beklenen faiz artırım kararını hayata geçirip geçirmeyeceği dikkatle takip edilecek. Toplantı öncesi her zaman olduğu gibi ekonomistler arasında derin ayrışmalar yaşanıyor. Lakin bu sefer ekonomistlerin büyük bölümü, FED’in yıl bitmeden faiz artırımına gideceği noktasında birleşmiş durumdalar.

Özellikle ABD seçimlerinde, uzun bir aradan sonra Cumhuriyetçilerin yeniden zafer kazanması FED’in faiz artırımına gitme ihtimalini de bir hayli arttırdı. Bilindiği üzere Cumhuriyetçiler, ABD’de yüksek faiz oranlarının olmasından yana olduklarını sıklıkla dile getirmekteler. Ayrıca ABD’de açıklanan ekonomik verilerin de özellikle yılın son çeyreğinde oldukça iyi gelmesi ile enflasyon hedefinin netleştiği görüşü de güçlenmiş durumda. Tüm bu nedenler neticesinde FED’in 2016 Aralık toplantısında faiz artırmasının kuvvetle muhtemel olduğu kanısındayım.

FED Faiz Artırırsa Türkiye Ekonomisi Nasıl Etkilenir?


FED'in Aralık ayında gerçekleştireceği toplantısında faiz artırımına gitmesi halinde Türkiye ekonomisi bu durumdan negatif yönden etkilenecektir. Hem gelişen hem de gelişmekte olan ülke para birimleri, faiz açıklaması ile güçlenen dolar endeksinin baskısı ile düşüşe geçecektir. Dolarını bozdur kampanyası işe yaradı mı? tartışmalarının devam ettiği günlerde, dolar endeksinin küresel çaptaki yükselişi ile Türk lirası, yeniden sert düşebilir.
Devamını Oku »

Türkiye Ekonomisi 2016 Yılında Daraldı mı?

Türkiye Ekonomisi 2016 Yılında Daraldı mı?


















Büyük bir merakla beklenen Türkiye ekonomisinin 2016 üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verisi yarın kamuoyuna açıklanacak. Ancak darbe girişimi, jeopolitik riskler ve negatif küresel gelişmelere bağlı olarak krizin eşiğine gelen Türkiye ekonomisinin, uzun bir aranın ardından daralacağı konuşuluyor. Peki, Türkiye ekonomisi 2016 yılında daraldı mı? Cevabı burada;

Hepimizin malumu olduğu üzere Türkiye ekonomisi, oldukça kritik bir süreçten en az yarayla çıkmaya çalışıyor. Yurt dışı ve yurt içi nedenlere bağlı olarak Türk varlıkları, tarihlerinin en düşük seviyelerine kadar geriliyor. Bu durum karşısında hem yatırımcı hem de vatandaşların aklına ise o kritik soru geliyor; “Türkiye ekonomisi patlamak üzere mi?

Türkiye ekonomisinin son yedi yıllık performansına baktığımız zaman, karşımıza olumlu bir tablo çıkıyor. Türkiye ekonomisi istikrarlı bir biçimde yıllardır büyümeyi başarıyor. Ancak tam da bu noktada endişeler artıyor. Endişelerin kaynağı ise Türkiye ekonomisinin yedi yılın ardından ilk kez daralması ihtimalinin her geçen gün kuvvetlenmesi…

2016’da Türkiye’nin Ekonomik Büyümesini Etkileyen Faktörler Nelerdi? 


2016 yılının sonlarına geldiğimiz bu günlerde, ekonomik perspektiften değerlendirecek olursak; beklentilerin karşılanmadığı bir yıl oldu demekte bir sakınca görmüyorum. Çünkü yıl içerisinde yaşanan birtakım olaylar, Türkiye ekonomisinin negatif yönde seyretmesine neden oldu. Özellikle Rusya ile ikili ilişkilerin bozulması, Türkiye ekonomisinin ciddi boyutlarda yara almasına neden olmuştu. Turizm sektörünün tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşadığı 2016 yılında, ihracattaki tabloda içler acısıydı…

2016 yılında Türkiye’nin ekonomik büyümesini negatif yönde etkileyen diğer bir husus ise 15 Temmuz gecesi yaşanan, kanlı darbe girişimiydi. Türkiye tarihinin en kötü gecelerinden birinin yaşandığı darbe girişimi sonrası, Türk varlıkları oldukça sert düşmüşlerdi. İlerleyen süreç içerisinde OHAL’in de ilan edilmesi ile dolardaki yükseliş önlemez boyutlara kadar ulaşmıştı. OHAL’in Türkiye ekonomisini hangi yönde etkilediğini incelemek isterseniz bu yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Türkiye’nin ekonomik büyümesini negatif yönde etkileyen son gelişme ise küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalardı. Avrupa Birliği’nin (AB) ilk kez yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu süreç içerisinde, piyasalarda volatilite giderek artmıştı. Hatırlanacağı üzere İngiltere, Haziran ayında AB’den çıkış için Brexit oylamasına gitme kararı almıştı. Geçen hafta ise İtalya’da anayasa referandumu yapılmış ve hayır kararı çıkmıştı. Böylece İtalya’nın da AB’den ayrılacağı yüksek sesle tartışılmaya başlanmıştı. İtalya’daki anayasa referandumunun detaylarına buradan ulaşabilirsiniz. Yaşanan tüm bu gelişmeler Türkiye’nin ekonomik büyümesini olumsuz yönde etkiledi.

Türkiye’nin Ekonomik Büyümesi 2016’da OVP Hedefinin Altında Kalacak mı?


Yazımın içeriğinde de sıklıkla belirttiğim üzere, yaşanan birtakım negatif olayların ardından, 2016 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin Türkiye’nin ekonomik büyümesinin Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinin oldukça altında açıklanması bekleniyor. Hatırlanacağı üzere 2016 yılı için OVP yüzde 4.5 oranında düzeyindeydi. Daha sonraları ise bu oran revize edilerek 3.2’ye kadar indirilmişti. Lakin kur cephesinde görülen önlemez yükselişlerin neticesinde bu oranın karşılanması oldukça güç olarak görülüyor. Dolardaki artış ekonomik krize işaret mi? tartışmalarının devam ettiği süreç içerisinde, yarın açıklanacak veri dikkatle beklenecek.

Hatırlanacağı üzere 2009 yılının üçüncü çeyreğinde Türkiye’nin ekonomik büyümesi yüzde 2.8 oranında açıklanmıştı. 2009 yılından bu yana ise Türkiye’nin ekonomik büyümesi istikrarlı bir şekilde sürmekte. Lakin 2016 yılının tamamında Türkiye ekonomisinin yüzde 2.6 oranında büyüyeceği düşünülüyor. Böylelikle Türkiye ekonomisinin tam yedi yılın ardından ilk kez daralacağı düşünülüyor.
Devamını Oku »

Galatasaray Mali Krize mi Sürükleniyor?

Galatasaray Mali Krize mi Sürükleniyor?


















Türkiye’nin en önemli kulüplerinden biri olan Galatasaray, yeni bir mali krize mi sürükleniyor? Başkan Dursun Özbek ve yönetimi, göreve geldikleri tarihten bu yana ilk kez böylesine köşeye sıkıştılar. Florya’da yaşanan krizin detaylarını sizler için aratırdım;

1905 yılında kurulan Galatasaray kulübü, belki de tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Özellikle Ünal Aysal’ın başkanlığı döneminde Galatasaray, bilinçsiz yaptığı harcamalar ve sporculara ödediği dudak uçuklatan paralar ile zorlu bir sürecin kapısını aralamıştı. Aysal’dan boşalan koltuğa gelen Duygun Yarsuvat ile kulüp, bir miktar toparlanma eğilimine girmiş lakin sportif başarıların yanı sıra mali disiplini sağlama konusunda bir türlü etkili olamamıştı.

Son olarak ise Dursun Özbek ve yönetiminin kulübün başına geçmesi ile Galatasaray’da yaşanan çatlaklar su yüzüne çıktı. Özbek ve yönetimi kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda; Ünal Aysal döneminde kulübün oldukça kötü yönetildiğini ve Galatasaray’ın adım adım mali krize sürüklendiğini dile getirmişlerdi. Özbek ve yönetimi göreve geldikleri günden bu yana, uyguladıkları kemer sıkma politikası ile kulübün mali disiplinini sağlama yönünde başarılı adımlar atmaya çalışmışlardı.

Galatasaray Yönetimi Futbolcuların Maaşlarını Ödeyememişti! 


Galatasaray’ın Avrupa kupalarından men edilmesinin kulübe olan mali yansımaları her geçen gün giderek derinleşiyor. Kulübün geçen yıl sportif başarılarda beklenen performansı gösterememesi üzerine Özbek ve yönetimi, mali olarak bir hayli zora girmişlerdi. Hatırlanacağı üzere yönetim, 2016 yılının Ağustos ve Eylül aylarında futbolcuların maaşlarını ödeyememişti.

Galatasaray Hisseleri Neden Düşüşe Geçti? 


Sezona başarılı bir başlangıç gerçekleştirmesinin ardından Galatasaray’ın ligde üst üste olumsuz sonuçlar alması, kulübün hisselerinin dibe çekilmesine neden oldu. Özellikle Başakşehir ve Fenerbahçe maçlarında alınan mağlubiyetler Florya’da kriz seslerin iyiden iyiye duyulmasına neden olmaya başladı. Hisselerdeki düşüşün ardından yönetim, kulüp personelleri ve Türk Telekom Arena ofislerinde görev alan çalışanların maaşlarını yatıramadı.

Galatasaray Mali Krizden Nasıl Kurtulabilir? 


Özellikle dolardaki yükselişin ardından Galatasaray kulübünün, adım adım mali krize sürüklendiği açıkça görülüyor. Dolar/TL paritesinin 3.50 seviyesini aşması ile Galatasaray’ın oyunculara yapacağı maaş ödemeleri de tavan yapmıştı. Dolardaki 3.50’lik rekorun detaylarını ele aldığım yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Dolarda görülen önlemez yükselişin ardından kulüp bugün aldığı karar ile kullanılacak para birimi olarak Türk lirasına geçme kararı aldı. Ancak bu karar kulübün içerisinde bulunduğu mali krizden kurtulmasına yetmeyecek.

Özbek ve yönetimi bu sezon muhakkak şampiyonluk hedefliyor. Zira Avrupa kupalarından men olan Galatasaray, bu sezon elde edeceği şampiyonluk ile kasasını dolduracak. Bu noktada yönetim, mali krizden kurtuluş yolu olarak yalnızca şampiyonluğu görüyor.
Devamını Oku »

Dolarını Bozdur Kampanyası İşe Yaradı mı?

Dolarını Bozdur Kampanyası İşe Yaradı mı?



















Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı, dolarını bozdur kampanyası meyvelerini vermeye başladı mı? Bu yazımda sizler için dolarını bozdur kampanyasının, Türk lirasına etki edip etmediğini inceledim;

Kuşkusuz hem vatandaş hem de yatırımcıların son dönemlerde en çok dikkat ettikleri konuların başında Dolar/TL kurunda görülen yukarı yönlü seyir yer alıyor. Yurt içi ve yurt dışı gelişmelere bağlı olarak yükselişe geçen kur, kırılması oldukça güç olarak görülen rekorları sıra sıra kırarak mevcut konjonktör içerisinde endişeleri giderek arttırdı.

Türk lirasının dolar karşısında her geçen gün giderek erimesinin ardından hükümet, birçok ürüne zam yapma kararı almıştı. Böylelikle vatandaşlar da dolardaki yükseliş karşısında tedirgin olmaya başlamışlardı. Özellikle yıl sonunda otomobil fiyatlarına uygulanan ÖTV fiyatları, kurun izlediği seyir tablosuna yönelik tartışmaların giderek artmasına neden olmuştu. Otomobil fiyatlarına gelen ÖTV zamlarını incelemek isterseniz bu yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Hatırlanacağı üzere Dolar/TL kuru en son geçen haftaki işlemlerde 3.50 seviyesini aşmıştı. Özellikle yeni anayasa ve başkanlık tartışmaları, kurun yükselişe geçmesine neden olmuştu. Dolar/TL’nin 3.50 seviyesini aşmasındaki tüm detaylara buradan ulaşabilirsiniz. Kurda görülen bu rekorun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyuna oldukça önemli açıklamalarda bulunmuştu.

Erdoğan, Türkiye ekonomisini kurtarma planı çerçevisinde yaptığı açıklamalarda; vatandaşların ellerinde bulundurdukları doları, Türk lirasına çevirmeleri yönünde fikir beyan etmişti. Erdoğan’ın Türkiye ekonomisini kurtarma planının tüm ayrıntılarına bu yazımdan ulaşabilirsiniz. Erdoğan’dan gelen bu çağrının ardından birçok vatandaş, ellerinde bulundurdukları dövizleri bozdurmaya başlamışlardı.

Dolarını Bozdur Kampanyası ile Türk Lirası Değer Kazandı mı?


Vatandaşların ellerindeki doları, geçen haftadan bu yana bozdurmaları ile Türk varlıklarında değer kazanımları görülmeye başladı. Hatırlanacağı üzere Erdoğan yaptığı açıklamada, vatandaşların ellerindeki doları, Türk lirasının yanı sıra isterlerse altına da çevirebileceklerini dile getirmişti. Erdoğan’ın çağrısına uyan vatandaşların büyük bir bölümü Türk lirası alırken, bir bölümü de altına yöneldi. Böylelikle altın piyasasında da önemli kazanımlar görüldü. Erdoğan’ın çağrısının altın piyasasına olan etkisini incelemek isterseniz bu yazıyı okumanızı öneririm: http://canlialtinpiyasasi.blogspot.com.tr/2016/12/cumhurbaskani-erdoganin-destegiyle-kapalicarsida-altin-yukseliste.html  

Yaklaşık bir haftadır vatandaşların ellerindeki doları, Türk lirasına çevirmelerinin ardından, kurda ciddi bir gevşeme görüldü. Dün akşam saatlerinde 3.45 seviyelerine kadar gerileyen kur, bugünkü işlemlerde 3.40’ın da altını gördü. Böylelikle dolarını bozdur kampanyası başarılı olmuş oldu. Lakin kısa vadede başarıya ulaşan bu kampayanın, orta ve uzun vadeli etkilerini zaman gösterecek…
Devamını Oku »

Türkiye’ye Yönelik Ekonomik Darbe Gerçekleştirilmeye Çalışılıyor mu?

Türkiye’ye Yönelik Ekonomik Darbe Gerçekleştirilmeye Çalışılıyor mu?

















Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri Sanayi Odası Ödül Töreni’nde Türkiye’ye yönelik ekonomik darbe planlarının yapıldığını açıkladı. Erdoğan’ın açıklamaları ve Türkiye ekonomisine yönelik ekonomik darbe planının detaylarını sizler için derledim;

Hepimizin malumu olduğu üzere Türkiye ekonomisi oldukça zorlu süreçlerden geçmeye çalışıyor. Türkiye ekonomisine yönelik ilk tehdide baktığımız zaman ise karşımıza 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi çıkıyor. Sürecin ardından Türkiye’nin politik görünümüne ilişkin kaygılar, ekonomik cephede negatif yönde karşılık bulmaya başlamıştı.

İlerleyen günlerde ise uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, Türkiye’nin kredi notunu düşürmeleri ile Türk varlıkları, global piyasalarda oldukça sert düşüşler yaşamaya başlamışlar ve tarihi düşük seviyelere kadar gerilemişlerdi. 2016 yılının son çeyreğine girildiği günlerde dolar endeksinin, yurt içi ve yurt dışı nedenlere bağlı olarak sert yükselişleri ile Dolar/TL kuru 3.50 seviyesini aşarak tarihi rekor kırmıştı. Detaylara bu yazımdan ulaşabilirsiniz.

Hatırlanacağı üzere geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik görünümüne ilişkin olarak kamuoyuna önemli açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan yaptığı açıklamada; yerli yatırımcıların ellerinde bulunan dolarları satarak, Türk lirasına destek olmaları gerektiklerini dile getirmişti. Ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz. Erdoğan’ın çağrısının ardından birçok vatandaş, ellerinde bulunan dövizleri bozdurmaya başlamışlardı. Lakin geçen haftadan bu yana binlerce doların, Türk lirasına çevrilmesine rağmen kurda istenen gevşeme bir türlü görülemedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’de düzenlenen ödül töreninde oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan noktalar ise şöyle;

“Türkiye’ye yönelik ekonomik darbe yapılmaya çalışılıyor” 

Erdoğan yaptığı açıklamada; 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlulularını hedef göstererek, beyinlerini yıkadıkları kişiler ile gerçekleştiremedikleri darbeyi ekonomiyi kullanarak gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyledi. Türkiye’ye yönelik ekonomik darbenin, faiz, borsa ve döviz hareketleri üzerinden gerçekleştirilmeye çalışıldığını dile getiren Erdoğan, Türkiye’nin bu oyunu bozacağını ifade etti.
Devamını Oku »

Murat Çetinkaya’dan Gelen Açıklamalar ile Dolar/TL 3.50’nin Altına Geriledi

Murat Çetinkaya’dan Gelen Açıklamalar ile Dolar/TL 3.50’nin Altına Geriledi


















Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya’dan gelen pozitif yönlü açıklamalardan destek bulan Türk lirası, dolar karşısında değer kazanmaya başladı. Böylelikle Dolar/TL paritesi, uzun bir aranın ardından yeniden 3.50 seviyesinin altına geriledi. Ayrıntıları sizler için derledim;

Haftanın ikinci işlem gününde kur cephesinde yine önemli gelişmeler yaşanıyor. Hepimizin yakından takip ettiği üzere doların, Türk lirası karşısındaki kazanımlarının ardından Türkiye ekonomisi için tehlike çanları çalmaya başlamıştı. Özellikle 3.50 seviyesinin aşılması ile “Dolardaki artış ekonomik krize işaret mi?” yönünde tartışmalar başlamıştı. Lakin bugünkü işlemlerde kur, uzun bir aranın ardından gevşedi.

Dolar/TL’nin bugünkü işlemlerde değer kayıpları yaşamasındaki temel neden ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya’dan gelen açıklamalardı. Yaklaşık iki gün önce gerçekleştirilen yılın ikinci Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısının ardından Çetinkaya, bugün mikrofonların karşısına geçti ve kamuoyuna önemli açıklamalarda bulundu.

Çetinkaya’nın açıklamalarını incelemeden önce EKK toplantısına değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Zira kurda görülen inanılmaz rekorların ardından bir araya gelen politika yapıcılar ve ekonomistler, Türkiye ekonomisinin hangi yöne evrildiğine yönelik oldukça kritik bir zirve gerçekleştirmişlerdi. 2016 yılının ikinci EKK toplantısıyla ilgili detaylara ulaşmak isterseniz bu yazıma göz atmanızı öneririm.

“Dolar bozdurma kampanyasını destekliyorum” 

Çetinkaya yaptığı açıklamada; Kur cephesindeki dalgalanmaların dikkatle takip edildiğini lakin yeni dengenin nerede oluşacağının henüz kestirilemediğini söyledi. Dolardaki yükseliş sonrası ortaya çıkan şokun büyük ölçüde atlatıldığını vurgulayan Çetinkaya, Türkiye ekonomisinin geçmiş yıllarda da benzer olaylarla karşılaştığını ve hepsinin üstesinden başarı ile geldiğini dile getirdi. Çetinkaya, Merkez Bankasının gerektiği taktirde tüm araçlarıyla adım atmaya devam edeceğini ve önümüzdeki süreç içerisinde kurdaki gelişmelere bakış açısının bu yönde olacağını söyledi. Son olarak ise Çetinkaya, dolar bozdurma yönünde gerçekleştirilen kampanyaları desteklediklerini ifade etti.

Çetinkaya’nın Açıklamaları Doların Ateşini Düşürdü! 


Çetinkaya’dan gelen açıklamalara baktığımız zaman, kur cephesinde ateşi bir miktar düşürdüğünü açıkça söyleyebiliriz. Özellikle geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı dolar bozdurma kampanyasına bugün Çetinkaya’nın da destek vermesi, Dolar/TL paritesinin gerilemesindeki en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. Erdoğan'ın başlattığı dolar bozdurma kampanyasına ilişkin ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz. Dolar/TL paritesi an itibariyle yüzde 1.04 oranında aşağıda 3.4876 seviyesine kadar gerilemiş durumda bulunuyor.
Devamını Oku »

2016 Yılının İkinci EKK Toplantısında Alınan Kararlar Ne Zaman Açıklanacak?

2016 Yılının İkinci EKK Toplantısında Alınan Kararlar Ne Zaman Açıklanacak?

















Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlığında gerçekleştirilen 2016 yılının ikinci Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısının sonuçları Perşembe günü kamuoyuna açıklanıyor. Peki, EKK toplantısında hangi yönde kararların açıklanması bekleniyor? Cevabını sizler için araştırdım;

Kurda ve faiz tarafında yaşanan sıkıntılı süreç her geçen gün Türkiye ekonomisi üzerindeki negatif yönlü etkisini iyiden iyiye hissettirmeye devam ediyor. Hükümetin en önemli ekonomi politikalarından biri olarak karşımıza çıkan faiz indirme hamleleri, Türkiye ekonomisinin yaşadığı birtakım zorlulukların baskısı ile son bulmak zorunda kalmıştı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Mayıs ayında başladığı faiz indirim politikası, Ekim ayı toplantısında Dolar/TL kurundaki hareketliliğin baskısı ile son bulmak zorunda kalmıştı.

Kasım ayında gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında ise TCMB, rotasını tam tersine çevirerek faiz artırım kararı almıştı. Başkan Murat Çetinkaya ve yönetiminin almış olduğu bu karar neticesinde kur cephesi bir miktar gevşemişti. Detayların yer aldığı yazıma buradan ulaşabilirsiniz. TCMB’den gelen faiz artırım kararının temel nedeni tıpkı Ekim toplantısında da olduğu gibi kur cephesindeki yukarı yönlü grafiğin baskısıydı.

2016 Yılının Birinci EKK Toplantısında Neler Yaşanmıştı? 


Hatırlanacağı üzere yılın ilk EKK toplantısı Kasım ayının son günlerinde yaşanmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Beştepe’de toplanan EKK, oldukça kritik bir toplantı gerçekleştirmişti. Hepimizin yakından takip ettiği üzere EKK toplantısının ana gündem maddesini, Türkiye ekonomisinde görülen negatif yönlü seyir ve dolayısıyla Türk varlıklarının giderek erimesi oluşturmuştu.

Bu doğrultuda 2016 yılının ilk EKK toplantısında; Dolar/TL paritesindeki yukarı yönlü grafiği düzeltmek ve Türk varlıklarına bir miktar değer kazandırmak adına TCMB’nin sadeleşme sürecine son vermesine karar verilmişti. Beştepe’deki EKK toplantısıyla ilgili merak ettiklerinize bu yazımdan ulaşabilirsiniz.

Başbakan Yıldırım’ın Öncülüğünde Gerçekleştirilen EKK Toplantısında Neler Konuşuldu? 


Beştepe’de alınan faiz artırım kararına rağmen, kur cephesinde arzulanan gerilemenin bir türlü görülmemesi üzerine 2016 yılının ikinci EKK toplantısının gerçekleştirilmesine karar verilmişti. Bu doğrultuda Başbakan Binali Yıldırım’ın önderliğinde kritik toplantı gerçekleştirildi. ‘’Merkez Bankası dolara müdahale edecek mi?’’ yönündeki hararetli tartışmaların gölgesinde gerçekleştirilen EKK toplantısında konuşulan konuların başında, kuşkusuz kurda görülen önlenemez yükselişler geliyor.

Ayrıca toplantıda yerli yatırımcıların döviz bozdurma kampanyasına katılım oranları ve faiz oranlarının reel yatırımlar üzerindeki etkileri de incelendi. Kritik toplantıda alınan kararlar, Perşembe günü Başbakan Yıldırım tarafından kamuoyuna açıklanacak.

Devamını Oku »

İtalya Anayasa Referandumu Nasıl Sonuçlandı ve Başbakan Renzi İstifa Etti mi?

İtalya Anayasa Referandumu Nasıl Sonuçlandı ve Başbakan Renzi İstifa Etti mi?

















Küresel piyasaların merakla beklediği ve Euro Bölgesi için yılın en önemli olaylarından biri olarak görülen İtalya’da gerçekleşen anayasa referandumu bugün sonuçlandı. Peki, referandum sonucundan nasıl bir karar çıktı ve bu karar sonrası İtalya Başbakanı Matteo Renzi istifa etti mi? Tüm merak edilen soruların cevabı burada;

2016 yılının son günlerinde küresel piyasaların tümüyle odaklandığı en önemli gelişme olan İtalya anayasa referandumu bugün sonuçlandı. Dün başlayan ve mevcut İtalya senatosunun yasama yetkisini büyük oranda kısıtlamayı öngören referandumdan oldukça sürpriz bir sonuç çıktı. Hatırlanacağı üzere geçen hafta, İtalya anayasa referandumu ile ilgili olarak tüm merak edilenleri detaylı olarak ele almıştım. Anayasa referandumunun neyi hedeflediğini, anketlere göre sonucun ne olacağı ve referandum sonucunun İtalya ekonomisini nasıl etkileyeceğini incelediğim yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

46 milyon kayıtlı İtalyan seçmenin katıldığı referandumun sonucu, global piyasalar açısından yeni bir şok olarak yorumlandı. Hatırlanacağı üzere Euro Bölgesi, Haziran ayında İngiltere’nin Brexit oylamasından çıkan sürpriz sonuçla sarsılmıştı. İtalya cephesinden de gelecek benzer bir sonucun, bölge açısından önlenemez felaketlere yol açacağı öngörülmekteydi.

İtalya Anayasa Referandumu Sonucu Evet mi Hayır mı Çıktı?


İtalya Anayasa Referandumu Sonucu Evet mi Hayır mı Çıktı?
















Merakla beklenen referandum sonucunda oy kullanan İtalyan seçmenlerin yüzde 60’ının hayır demesi, ülke ve Euro Bölgesi’nde adeta şok etkisi yarattı. Özellikle muhalefet partisinin başarılı bir şekilde yürüttüğü “hayır” kampanyası sonrası, ülkede sevinç gösterileri düzenlenmeye başlandı.

Başbakan Matteo Renzi İstifa Edecek mi? 


Başbakan Matteo Renzi İstifa Edecek mi?
















Anayasa referandumu sonucunda hayır çıkması, mevcut İtalya Başbakanı Matteo Renzi’nin elini bir hayli zora soktu. Referandum öncesi gerek yazılı, gerekse görsel medyada sıklıkla evet yönünde oy kullanılması gerektiğini telkin eden Renzi, o dönem yaptığı açıklamalarda; referandum sonucunda hayır çıkması halinde istifa edeceğini dile getirmişti.

Bugün açıklanan referandum sonuçlarında hayır çıkması üzerine Başbakan Renzi, kamuoyuna önemli açıklamalarda bulundu. Renzi yaptığı açıklamada; İtalyan halkının açık ve net bir şekilde tavrını ortaya koyduğunu belirterek, yenilginin sorumlusu olarak kendini gördüğünü ve bu doğrultuda istifa edeceğini ifade etti.

İtalya Referandumu Euroyu Nasıl Etkiledi? 

İtalya Referandumu Euroyu Nasıl Etkiledi?
















Sürpriz referandum sonucu Euro Bölgesi açısından birçok tehlikenin habercisi olarak yorumlanmaya başladı. Referandum sonucunda yüzde 60’lık oranda hayır yönünde kararın çıkmasının ardından, ülkenin erken seçime gideceği ve bu doğrultuda AB’den ayrılma riskinin arttığı açıkça görülmeye başladı.

Giderek artan risk ve endişeler doğrultusunda euro, haftanın ilk işlem gününde oldukça sert düştü. Euro bugünkü işlemlerde tam 20 ayın en düşük seviyesine kadar geriledi. Şu saatlerde Euro/Dolar paritesi 1.0702 düzeyinde seyrediyor. Dolar karşısında oldukça sert gerileyen euro, Türk lirası karşısında ise yukarı yönlü seyrini sürdürmeye devam ediyor. Şu saatlerde Euro/TL paritesi 3.7725 seviyesinde seyrediyor.
Devamını Oku »

Türk CEO’lar 2016 Yılını Ekonomi Perspektiften Nasıl Değerlendirdiler?

Türk CEO’lar 2016 Yılını Ekonomi Perspektiften Nasıl Değerlendirdiler?

















Türkiye’nin önde gelen CEO’ları, geride bırakmaya hazırlandığımız 2016 yılını ekonomik pencereden hangi yönde değerlendirdiler? CEO’lara göre Türkiye için 2016 yılı verimli miydi ve yatırımlar hedeflenen düzeyde gerçekleşti mi? Tüm merak edilenleri sizler için araştırdım;

2016 yılının son günlerini yaşadığımız bu günlerde, ekonomi gündemi hepimizin yakından takip ettiği üzere bir hayli yoğun. Özellikle 15 Temmuz sürecinin ardından Türkiye’nin ekonomik görünüme yönelik spekülasyonların başlaması, yatırımların bir hayli duraksamasına ve bu doğrultuda Türk varlıklarında değer kayıplarının yaşanmasına neden olmuştu.

Yılın son çeyreğinde dolar endeksinin, hem gelişen hem de gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında değer kazanmasının kadar yükselmesinin ardından bilindiği üzere Türk lirası, tarihinin en düşük seviyelerine kadar gerilemişti. Dolar/TL paritesinde görülen rekorlar ise kuşkusuz sermaye sahiplerini bir hayli zorlamış ve astronomik oranlarda maddi kayıpların görülmesine neden olmuştu. Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından yılın son günlerinde Türkiye’nin önde gelen CEO’ları, geride bırakmaya hazırlandığımız 2016 yılı ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundular.

Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan, Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül ve Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, 2016 yılını ekonomik pencereden değerlendirdiler. Akhan, Yüngül ve Kurtul’un değerlendirmelerinden öne çıkan noktalar ise şöyle;

 “Sermaye hareketlerindeki hız, kur ve faiz hareketlerini kontrol etmeyi zorlaştırıyor” 

Akhan yaptığı açıklamada; 2016 yılını başarılı bir şekilde değerlendirdiklerini belirterek, özellikle otel sayılarında hedeflenen rakamlara ulaştıklarını söyledi. Yüzde 22 oranında büyüme oranı yakaladıklarını belirten Akhan, yıl sonu ciroda 18 milyar lira seviyesini aşacaklarını dile getirdi. Akhan, sermaye hareketlerinin bu denli hızlı olduğu bir ortam içerisinde kur ve faiz hareketlerini kontrol etmenin bir hayli zor olduğunu ifade etti.

“2016 yılı hedeflerimizi gerçekleştirmeyi başardık” 

Yüngül ise yaptığı değerlendirmede; 2016 yılı içerisinde toplamda 450 milyon dolar düzeyinde yatırım gerçekleştirdiklerini belirterek, şirket hedeflerinin Türkiye büyümesinin 10 puan üstü olarak arzuladıklarını söyledi. Özellikle Vestel olarak yıl içerisinde toplamda 155 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyleyen Yüngül, 2016 hedeflerini şirket olarak tutturmayı başardıklarını dile getirdi.

“Toplam ciromuz 25.5 milyar TL, toplam karımız ise 19 milyar TL’ye yükseldi” 

2016 yılını değerlendiren Kurtul; Türkiye’nin birçok noktasına çimento olarak yatırım gerçekleştirdiklerini söyledi. Özellikle Aselsan ile yüzde 100 yerli üretim hedeflediklerini belirten Kurtul, üretilen otomobillerin toplamda 66 ülkeye ihraç edildiğini dile getirdi. Kurtul, Sabancı Holding’in konsolide cirosunun 2016 yılı içerisinde yüzde 25 oranında arttığını vurguladı. Bu doğrultuda cironun toplam olarak 25.5 milyar TL düzeyine kadar yükseldiğinin altını çizen Kurtul, toplam karın ise 19 milyar TL olduğunu ifade etti.
Devamını Oku »

Kredi Kartı Puanları Yıl Bitmeden Kullanılmalı mı?

Kredi Kartı Puanları Yıl Bitmeden Kullanılmalı mı?


















Tüketicilerin özellikle son yıllarda cüzdanlarından eksik etmedikleri kredi kartları, alışveriş dünyanın parlayan yıldızı olarak önümüze çıkıyor. Peki, yılın son günlerinde kredi kartları içerisinde biriken puanları kullanılmalı mı? Cevabı burada;

2016 yılı kuşkusuz tüm tüketiciler için oldukça zor bir yıl olarak, tarih sahnesinde yerini almaya hazırlanıyor. Özellikle küresel risk ve oynaklıkların sıklıkla görüldüğü yıl içerisinde Türkiye ekonomisinde de bir hayli sıkıntılar yaşandı. Darbe girişimi sonrası yükselişe geçen doların, ABD seçimleri ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına gideceğine yönelik beklentilere bağlı olarak Türk lirası karşısında rekor üzerine rekor kırması hem bankaları hem de tüketicileri bir hayli zorladı.

Dolar/TL’nin 3.50 seviyelerini aşmasının ardından zamlar art arda gelmeye başladı. Tekel ürünlerine gelen zamların ardından gıda fiyatlarındaki zamlar da bir hayli konuşuldu. Ancak otomobil piyasasına gelen ÖTV zamları, tüketicilerin en çok konuştuğu konular arasında ilk sırada yer aldı. Otomobil fiyatlarına gelen ÖTV zamlarını incelemek için bu yazıma göz atabilirsiniz.

Böylesine zorlu bir yıl içerisinde tüketiciler, kurdaki dalgalanmanın etkisi ile genellikle borç ödemek zorunda kaldılar ve birikim yapmakta bir hayli zorlandılar. Dolayısıyla tüketiciler yıl içerisinde gerçekleştirdikleri alışverişlerde genellikle kredi kartını tercih etmek zorunda kaldılar. Böylelikle yapılan alışverişlerin ardından kredi kartlarında bir hayli puan birikti. Bu noktada kredi kartı kullanıcılarının aklında birtakım sorular oluşmaya başladı. Ben de bu yazımda, kredi kartı kullanıcıların en çok merak ettiği soruları araştırdım.

Kredi Kartı Puanı Nedir ve Nasıl Birikir? 


Öncelikle kredi kartı puanının ne olduğundan ve kredi kartı puanın nasıl biriktiğinden söz etmekte yarar görüyorum. Kredi kartı puanı; kredi kartıyla gerçekleştirilen alışverişlerde kazanılan maxi puanları ifade etmek için kullanılan terimdir. Alışverişlerden sonra kazanılan maxi puanlar, kişisel hesabınıza bazen gece bazen ise gündüz yüklenmektedir. Maxi puanlar hesabınıza yüklendikçe ilgili banka tarafından sizlere bilgilendirmeye yönelik mesaj gelmektedir.

Yani kredi kartı puanı biriktirmeniz için sıklıkla alışveriş gerçekleştirmeli ve bu alışverişlerde ilgili kredi kartınız ile ödeme gerçekleştirmelisiniz. Böylelikle gerçekleştirdiğiniz alışverişlerin ardından, kredi kartınızda birçok maxi puan birikecektir.

Kredi Kartı Puanı En Son Ne Zaman Kullanılmalı? 


Kredi kartı puanın ne olduğunu ve nasıl biriktiğini anlattıktan sonra yılın son günlerinde tüketicilerin en çok merak ettiği konulardan biri olan; “kredi kartı puanı ne zaman kullanılmalıdır?” sorusuna yanıt bulmaya çalışalım. Öncelikle yıl boyunca gerçekleştirdiğiniz alışverişler sırasında kredi kartlarınızda biriken maxi puanları değerlendirmek için vaktinizin bir hayli daraldığını belirtmek istiyorum. Zira birçok banka, kredi kartı kullanımını teşvik etmek adına yaptıkları puan uygulamalarını kullanmak için tüketicilere belirli bir zaman kısıtlaması koymaktadır. Bu süre de genellikle yılbaşı günü son bulmaktadır.

Dolayısıyla kredi kartı kullanan tüketiciler bir an önce kredi kartı puanlarını kontrol etmeli ve eğer birikmiş puanları varsa bu puanları bir an önce kullanmalıdırlar. Aksi taktirde yeni yıl ile birlikte, kartınızda birikmiş olan puanlarınız ilgili banka tarafından silinecektir. Üstelik bu durum karşısında hiçbir itiraz veya hak talep etme hakkınız bulunmamaktadır.
Devamını Oku »

Merkez Bankası Blog Sayfası Açıyor!

Merkez Bankası Blog Sayfası Açıyor!


















Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) oldukça radikal bir karar alarak, blog sayfası açacağını bugün kamuoyuna açıkladı. Peki, Merkez Bankası neden blog sayfası açma kararı aldı ve bu blogun adı ne olacak? Cevabını sizler için araştırdım;

2016 yılının son ayına merhaba dediğimiz bu günde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) oldukça dikkat çekici bir açıklama geldi. Merkez Bankası’ndan bugün kamuoyuna yapılan açıklamada, yeni bir blog sayfası açılacağı dile getirildi. Piyasaların oldukça dalgalı bir seyir izlemeye başladığı ve kurdaki hareketlerin, ülkeyi ekonomik krize sürüklediğinin yüksek sesle tartışılmaya başlandığı bu günlerde Merkez Bankası’ndan gelen bu açıklama kuşkusuz yeni bir tartışma yaratacağa benziyor.

Bir takım teknolojiyi takip edemeyen ve gündemin oldukça gerisinde kalmış kesim, Merkez Bankası’nın bu yenilikçi kararı ve politikasını eleştirmeyi seçeceklerdir. Üstelik bu eleştirileri hiç çekinmeden sosyal medya hesaplarında, gazete köşelerinde dile getirecekler. Lakin Merkez Bankası’nın almış olduğu bu karar, çağımızın gerekliliklerinin yerine getirilmesi noktasında oldukça önem arz etmektedir.

Merkez Bankası’nın Blog Sayfasının Adı Ne Olacak? 


Merkez Bankası’ndan bugün kamuoyuna yapılan açıklamada faaliyete geçirilecek olan blog sayfasının “Merkezin Güncesi” adını taşıyacağı dile getirildi. Merkez Bankası’nın açacağı bu blog sayfasına ulaşmak isterseniz http://tcmbblog.org/tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Merkez Bankası’nın Blog Sayfasında Neler Yer Alacak? 


Merkez Bankası’nın blog sayfasında oldukça önemli noktalara değinilecek. Zira bugün yapılan açıklamada, ne denli faydalı bir sayfanın temellerinin atıldığını hepimiz fark ettik. Açıklamada, Merkez Bankası çalışanlarının blog sayfasında düşüncelerini paylaşacakları ve istedikleri konularla ilgili olarak tartışmalar açacakları dile getirildi.

Merkez Bankası Neden Blog Sayfası Açıyor? 


Yazımın içeriğinde de bahsettiğim üzere teknolojinin ve çağın gerekliliklerini yerine getirmek amacıyla böyle bir uygulamaya adım atan Merkez Bankası’nın bu noktada oldukça başarılı bir strateji izlediğini düşünüyorum. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantıların alınan kararların, blog sayfası aracılığıyla kamuoyuna daha anlaşılır bir şekilde açıklanacağı ve hem vatandaşın hem de yatırımcıların çok daha fazla bilgilendirileceği kanısındayım.
Devamını Oku »

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ekonomiyi Düzeltme Planını Açıkladı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ekonomiyi Düzeltme Planını Açıkladı!

















Dolardaki önlenemez yükselişin Türk lirasını dibe çektiği bu günlerde politika yapıcılardan gelecek açıklamalar büyük bir merakla beklenmekteydi. Dolar/TL’nin son olarak 3.50’yi aşması ve yeni bir rekor kırması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomiyi düzeltme planını açıkladı. Ayrıntılar burada;

Türkiye ekonomisi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sürüklendiği çıkmazdan bir türlü kurtulamıyor. Türk varlıkları, yurt içi ve yurt dışı etmenlere bağlı olarak küresel çapta giderek erimeye devam ediyor. Hatırlanacağı üzere dünkü işlemlerde dolar endeksinin küresel çapta yaşadığı değer kazanımlarının baskısı altında kalan Türk lirası, tarihi düşük seviyelerine kadar gerilemişti. Bu doğrultuda Dolar/TL paritesi 3.50 seviyesini aşmış ve yeni bir rekor kırmıştı. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Yaşanan tüm bu gelişmeler üzerine yatırımcılar büyük bir tedirginlik içerisinde Merkez Bankası’nın dolara müdahale edip etmeyeceğini tartışmaya başlamışlardı. Hatırlarsanız, Merkez’in dolara müdahale edip etmeyeceğini bu yazımda incelemiştim. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda (EKK) alınan kararlar da doların ateşini dindirmeye yetmedi ve kurda yukarı yönlü seyir hız kesmeden devam etti.

Türk lirasının giderek değer kaybettiği süreç içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün ekonomiyi düzeltmek adına yapılması gerekenleri açıkladı. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan noktalar ise şöyleydi;

“Elinizdeki doları, Türk lirasına ve altına çevirin” 

Erdoğan yaptığı açıklamada; TCMB’nin faiz indirimine devam etmesi gerektiğini belirterek, küresel çapta faizlerin Türkiye’ye nazaran oldukça düşük olduğunu söyledi. Mevcut şartlar içerisinde Türkiye’nin faiz indirmekten başka bir çaresinin bulunmadığını belirten Erdoğan, düşük faizler ile yatırımcıların önünün açılacağını dile getirdi. Açıklamalarının devamında ise Erdoğan, yastığının altında döviz saklayanların artık harekete geçmesini gerektiğini ve altına yatırım yapmalarının doğru olacağını vurguladı. Böylelikle yatırımcılardan gelecek destek sayesinde Türk lirasının ve altının değer kazanacağını vurgulayan Erdoğan, kurdaki dalgalanmanın önünün kesileceğini ifade etti.
Devamını Oku »

Dolar/TL 2017’de 3.70’e Yükselebilir mi?

Dolar/TL 2017’de 3.70’e Yükselebilir mi?

















Dolar/TL kurunda yukarı yönlü grafiğin devam ettiği ve yeni rekorların kırıldığı bu günlerde, ünlü yatırım bankası Morgan Stanley’den oldukça dikkat çekici bir açıklama geldi. Bankaya göre Dolar/TL 2017 yılında 3.70’e kadar yükselebilir. Peki, gerçekten Dolar/TL’nin önümüzdeki yıl bu denli yükselmesi mümkün mü? Cevabı burada;

Ekonomiyle ilgilenen ya da ilgilenmeyen herkesin son günlerde en çok konuştuğu konuların başında şüphesiz doların, Türk lirası karşısında kırdığı rekorlar yer alıyor. Özellikle 2016 yılının son çeyreğinde dolar endeksi, hem gelişen hem de gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında rekor üzerine rekor kırıyor. Türk lirası da maalesef bu süreçten olumsuz yönde etkileniyor ve tarihinin en düşük seviyelerine kadar geriliyor.

2016 yılına 2.92 seviyesinden başlangıç gerçekleştirilen Dolar/TL kurunun, yıl içerisinde bu denli yükselmesi kuşkusuz yatırımcıları olduğu kadar vatandaşları da olumsuz yönde etkiliyor. Gündelik hayatımız içerisinde sıklıkla kullandığımız birçok ürün Dolar/TL kurunda görülen yukarı yönlü seyrin baskısı altında kalıyor ve zamlanıyor. Art arda gelen bu zamlar ise vatandaşın cebini bir hayli zorluyor. Özellikle otomobil fiyatlarında gelen ÖTV zamları, vatandaşları adeta çileden çıkarmıştı. Otomobil fiyatlarına gelen zamları incelemek isterseniz bu yazıma göz atmanızı öneririm.

Dolar/TL kurunun yukarı yönlü seyrini sürdürdüğü bu günlerde ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley’den ilgi çekici bir açıklama geldi. Bankadan yapılan açıklamada; Dolar/TL’nin 2017 yılı içerisinde yaşayacağı değer kazanımları ile 3.70 seviyeiene kadar yükseleceği ifade edildi. Bankadan yapılan açıklama kuşkusuz yerli yatırımcıları bir hayli tedirgin etti.

Dolar/TL kurunda 3.50 seviyelerinin görülmesi bile imkansız olarak görülmekteydi. Lakin dünkü işlemlerde Dolar/TL 3.50 seviyesini aşarak yeniden rekor kırdı. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz. Morgan Stanley’den gelen açıklamaya bakıldığı zaman, bankanın tümüyle haksız olduğu kanısında değilim. Fakat bu noktada Merkez Bankası’nın hamlelerinin yeterliliği kurun seyri açısından büyük rol oynayacak. Ayrıca 15 Temmuz sürecinin Türkiye ekonomisi üzerindeki negatif etkisini de unutmamız gerekmekte. Darbe kalkışmasının sonucunda sarsılan ekonominin yansımasının kurda görülen rekor seviyelerde etkili olduğunu düşünüyorum.
Devamını Oku »

OPEC’in Viyana’da Üretimi Sınırlaması Petrol Fiyatlarını Nasıl Etkiledi?

OPEC’in Viyana’da Üretimi Sınırlaması Petrol Fiyatlarını Nasıl Etkiledi?

















OPEC’in Viyana’da gerçekleştirdiği tarihi zirvede tam sekiz yıl aranın ardından üretimini sınırlama kararı alması, petrol piyasasını nasıl etkiledi? OPEC’ten gelen sürpriz kararın petrol piyasası üzerindeki etkileri yazımın devamında;

Petrol piyasasında yılın sonuna yaklaşıldığı bu günlerde oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu hafta tüm gözler Viyana’da gerçekleştirilen olağan Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) toplantısındaydı. Toplantı öncesi gündemde birçok spekülasyon bulunuyordu. Spekülasyonlardan en önemlisi ise İran’ın petrol üretimini sınırlama kararına kesinlikle karşı çıkacağına yönelik görüş bildirmesiydi.

İran cephesinden gelecek bu hamle OPEC’in Viyana toplantısında net bir karar alınamaması ve petrol fiyatlarının negatif yönlü seyrini sürdürmesi anlamına geliyordu. Zira bu yılın başında İran’a yönelik uygulanan ambargonun kaldırılmasının ardından İran, petrol piyasasına yön veren en önemli ülkelerden biri konumuna gelmişti.

Merakla beklenen toplantı sonuçlandı ve OPEC, tam sekiz yıl aranın ardından petrol üretimini yeniden sınırlama kararı aldığını kamuoyuna açıkladı. OPEC’in bu hamlesi kuşkusuz petrol piyasasının yılın son günlerinde yeniden toparlanmasını sağladı. Kararın açıklanmasının hemen ardından vadeli petrol kontratları yüzde 4.9 oranında değer kazandılar.

Şubat vadeli Brent petrol, haftanın dördüncü işlem gününde 2.28 dolar ya da yüzde 4.6 oranında değer kazandı ve varil başına 54.22 dolar seviyesine yükseldi. Böylelikle Brent petrol, Haziran 2015’ten bu yana en yüksek seviyesine yükselmiş oldu. Ocak vadeli WTI ise Nymex piyasasında 2.11 dolar ya da yüzde 4.3 oranında değer kazandı. Yaşadığı değer kazanımı sonrası WTI, varil başına 51.55 dolar seviyesine yükseldi.
Devamını Oku »

Dolar/TL 3.50’yi Aşarak Rekor Tazeledi!

Dolar/TL 3.50’yi Aşarak Rekor Tazeledi!
Dolar/TL haftanın dördüncü işlem gününde yatırımcıları bir hayli şaşırttı ve tarihi rekor seviyesini yeniledi. Bu yazımda sizler için son günlerde kademeli olarak yükselen ve kırılması oldukça güç olarak lanse edilen 3.50 rekorunu egale eden Dolar/TL kurunda yaşanan gelişmeleri inceledim.

2016 yılının son ayına girdiğimiz bu günde Dolar/TL kurunda oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Yurt içi ve yurt dışı gündemin giderek hareketlendiği süreç içerisinde Türk lirası, dolar karşısında giderek eriyor. Hatırlanacağı üzere yaklaşık bir hafta önce politika yapıcılar, kurda görülen sert dalgalanmaları önlemek adına Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı gerçekleştirme kararı almışlardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Beştepe’de toplanan EKK toplantıda; Dolar/TL kurunu düşürmek adına nelerin yapılması gerektiğini tartışmışlardı. Toplantının detaylarına ulaşmak için bu yazımı okumanızı tavsiye ederim. Toplantının ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Kasım ayına ilişkin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı gerçekleşmişti. PPK toplantısında faiz artırımına gitme kararı alınmıştı. Faiz artırımının Dolar/TL kuru üzerindeki etkilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Yaşanan bu gelişmeler daha öncede belirttiğim üzere, kurda kısa vadeli gerilemelere neden olmuştu. İlerleyen günlerde ise Dolar/TL kurunda yeniden hareketlilik başlamıştı. Bu işlem haftasında ise yurt içi ve yurt dışı gündemin giderek yoğunlaşması üzerine kurda yukarı yönlü grafik başladı. ABD’de açıklanan ekonomik verilerin, beklentileri aşarak iyi gelmesi ve OPEC’in Viyana toplantısında petrol üretimini sınırlandırma konusunda anlaşmaya varması üzerine dolar endeksi, küresel çapta oldukça önemli kazanımlar elde etmeyi başardı.

Yurt içinde ise bugün Başbakan Yardımcısı Binali Yıldırım ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni anayasa üzerinde anlaştığının ve bu doğrultuda kısa süre içerisinde taslağın meclise getirileceğinin açıklanması Dolar/TL’nin ateşini yükseltti. Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından haftanın dördüncü işlem gününde Dolar/TL kuru 3.50 seviyesini aştı ve rekor tazeledi.
Devamını Oku »

OHAL Kaldırılmalı mı?

OHAL Kaldırılmalı mı?

















Hepimizin yakından takip ettiği üzere 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin ardından, 20 Temmuz tarihinde OHAL ilan edilmişti. Türkiye ekonomisini bir hayli zora sıkan OHAL uygulaması, kaldırılmalı mı? Bu yazımda sizlere, OHAL’in ekonomimiz üzerindeki negatif etkilerinden bahsedeceğim ve sürecin devam edip etmemesi gerektiğiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulunacağım.

15 Temmuz gecesi hepimizin malumu olduğu üzere Türkiye tarihinin en karanlık gecelerinden birini yaşamıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) içerisinde yuvalanmış olan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları, darbe kalkışmasında bulunmuşlardı. Lakin bu kalkışma, halkın sokaklara dökülmesi ve tankların karşısına geçmesiyle bastırılmıştı. Darbe girişiminin üzerinden beş gün geçmesinin ardından Türkiye’de üç aylık OHAL uygulanmasına karar verilmişti.

Dilerseniz, OHAL’in Türkiye ekonomisine yönelik yansımalarını incelemeden önce bilmeyenlerimiz için “OHAL ne demektir ve OHAL ne kadar süreyle uygulanabilir?” sorularını yanıtlandıralım;

OHAL Ne Demektir? 


Olağanüstü Hal (OHAL) olarak tanımlanan kanun; tabii afet, salgın hastalıklar, anayasaya ilişkin kurulmuş hür demokrasi düzenini ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketleri ve ekonomik bunalım süreçleri içerisinde uygulanacak hükümleri ifade etmektedir.

OHAL Ne Kadar Süre Uygulanabilir? 


OHAL kanunu Anayasada belirtilen hususlar uyarınca tek seferde altı ayı geçmemek kaydıyla ilan edilmektedir. Yani Bakanlar Kurulu aldığı OHAL kararını, en fazla altı ay süre ile uygulayabilmektedir. Bu noktada dikkat çekmek istediğim husus ise OHAL’in yeniden ilan edilebilirliğidir. Yani kurul, altı aylık OHAL kararının dolmasının ardından, yeniden altı aylık OHAL kararı alabilmektedir.

 OHAL Ekonomiyi Nasıl Etkiledi? 


OHAL kanunu ile ilgili bilmeyenlerimiz için gerekli tanımları yaptıktan sonra OHAL’in ekonomimize olan yansımalarına geçebiliriz. Hatırlanacağı üzere OHAL kanunu, 15 Temmuz gecesinden yalnızca beş gün sonra ilan edilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın OHAL kararını kamuoyuna açıklamasının hemen ardından Türk lirası, dolar karşısında tarihinin en düşük seviyesine 3.09’a gerilemişti. Borsa İstanbul 100 Endeksi (BIST 100) ise 72.145,42 puan seviyesine kadar gerilemişti. Yani OHAL sürecinin ekonomimizdeki karşılığı negatif yönde olmuştu.

İlk OHAL sürecinin ardından, ikinci karar ise yaklaşık iki ay önce alınmıştı. OHAL’in yeniden üç ay süre ile uzatıldığı açıklamasını Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş gerçekleştirmişti. Kurtulmuş’un açıklamasının arından Dolar/TL yeniden 3.09 seviyesine yükselmişti. Oysaki OHAL kararının hemen öncesinde kur 2.99 seviyelerinde seyretmekteydi. BIST 100 Endeksi ise kararın ardından 77.098 seviyelerine gerilemişti. İkinci OHAL kararı da ekonomide negatif yönlü karşılık bulmuştu.

OHAL’in Kaldırılması Ekonomiyi Olumlu Etkiler mi? 


OHAL’in devamının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini birlikte inceledik. Buradan da açıkça görüldüğü üzere OHAL’in yürürlükte kalması maalesef Türk varlıklarının olumsuz yönde seyretmesine neden olmaktadır. Dolardaki artış ekonomi krize işaret mi? sorularının giderek arttığı süreç içerisinde OHAL’in bir an önce sonlandırılması gerekmektedir. Bugün Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran Symes’in de dile getirdiği üzere OHAL uygulamaları ekonomide güven kaybına neden olmaktadır.

Kurdaki dalgalanmaların Türkiye ekonomisi yeni bir çıkmaza sürüklediği apaçık bir gerçek olara karşımızda durmaktadır. Dolardaki yükselişi önlemek adına son günlerde yatırımcılar ciddi miktarda döviz bozdurmaktalar. Lakin bu uygulamanın tek başına bir yeterliliğinin olmadığı su götürmez bir gerçektir. Merkez Bankası dolara müdahale edecek mi? diye soracak olursanız, ben sürecin izlenildiği kanısındayım. Yakın vadede Merkez Bankasından bir müdahale geleceğini düşünmüyorum.
Devamını Oku »

Merkez Bankası Dolara Müdahale Edecek mi?

Merkez Bankası Dolara Müdahale Edecek mi?
Doların son dönemlerde Türk lirası karşısında adeta başını alıp gitmesi, Türkiye ekonomisini bir hayli zora sokuyor. Doların yükselişini engellemek adına birçok girişimde bulunulmasına rağmen, net bir sonuç alınabilmiş değil. Bu noktada akıllara, Merkez Bankası’nın dolara müdahale edip etmeyeceği geliyor. Peki, TCMB’nin dolara müdahale etme oranı yüzde kaç? Cevabı burada;

ABD başkanlık seçimlerinin ardından Donald Trump’ın zaferi ile desteklenen dolar, küresel çapta oldukça önemli kazanımlar elde etmeyi başarıyor. Trump’ın genişlemeci bir politika izleyeceği ve ABD ekonomisinin büyüme düzeyini en az ikiye katlayacağını dile getirmesi, doların yükselişinin temeleni oluşturmuştu. Zira ABD Merkez Bankası’nın (FED) önümüzdeki ay içerisinde gerçekleştireceği yılın son FOMC toplantısında faiz artırımına gideceği yönündeki beklenti de doları desteklemeye devam ediyor.

Yaşanan bu gelişmeler doları küresel çapta yukarı yönlü tetiklerken, yurt içinde yaşanan hadiselerde dolar karşısında tarihi düşük seviyelere kadar gerileyen Türk lirasının, giderek erimesine neden oluyor. Dolardaki önlemez yükselişin ardından, Türkiye’nin ekonomik krize sürüklendiğine yönelik kanılar kuvvetlenmeye başlamıştı. Dolardaki yükselişin ekonomik krize işaret olup olmadığıyla ilgili tüm merak edilenlere bu yazımdan ulaşabilirsiniz.

Dolardaki yukarı yönlü seyri önlemek adına politika yapıcılar hafta içerisinde yaptıkları açıklamalarda, vatandaşı döviz bozdurmaya davet etmişlerdi. Politika yapıcılar bu yöntem ile dolardaki yükselişi durdurmayı ve Türk lirasının yeniden yükselişe geçmesini sağlamayı hedeflemekteydiler. Lakin devletin bu politikası tek başına net bir sonuç vermeye yetmedi ve Dolar/TL hala 3.40 seviyesinin üzerinde seyretmeye devam etti. Tam da bu noktada, Türk lirasındaki değer kayıplarının önlenmesi adına yapılması gerekenlere yer verdiğim bu yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Merkez Bankası Dolara Ne Zaman Müdahale Eder? 


Türk lirasının dolar karşısında erimeye devam ettiği süreç içerisinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından gelecek hamleler kuşkusuz hayati önem arz ediyor. Lakin mevcut konjonktür içerisinde kura müdahale etmek, Türkiye ekonomisinin gücünün sorgulanamsına neden olacaktır. Zira devletin doları düşürmek adına hayata geçirebileceği başka yöntemler de mevcuttur. Doları düşürmek adına uygulanması gereken yöntemlere buradan ulaşabilirsiniz. Merkez Bankası’nın şu an için kura bir müdahalede bulanacağını kesinlikle düşünmüyorum. Çünkü önümüzeki ay FED’in olası faiz hamlesi ile kurun yukarı yönlü tetikleneceği aşikar. 3.50 seviyelerinin test edilmeden bir müdahalenin gelmeme ihtimali oldukça yüksek.
Devamını Oku »

OPEC 30 Kasım Viyana Toplantısında Petrol Üretimini Kısacak mı?

OPEC 30 Kasım Viyana Toplantısında Petrol Üretimini  Kısacak mı?
Petrol piyasasında tüm gözler yarın Viyana’da gerçekleştirilecek olan OPEC toplantısına çevrildi. Toplantıya ilişkin en çok merak edilen husus ise petrol üretiminin kısılıp kısılmayacağı. Bu yazımda kritik OPEC toplantısıyla ilgili oldukça önemli detayları ele alacağım…

2016 yılının kuşkusuz en çok dikkat çeken yatırım araçlarından biri petrol oldu. İran’a yönelik ambargonun bu yıl kaldırılmasının ardından, petrol piyasasında oldukça dalgalı bir seyir gözlemlenmeye başlamıştı. Rusya, Katar ve Suudi Arabistan gibi büyük oyuncuların yanına İran’ın da katılması, petrol piyasasında kartların yeniden karılmasına neden olmuştu. Hatırlanacağı üzere henüz Şubat ayında İran’ın alelacele petrol ihracatına başlamasıyla birlikte petrol varil başına son 12 yılın en düşük seviyesi olan 30 doların altına kadar gerilemişti.

Petrol fiyatlarının henüz yılın başında bu denli düşmesinin ardından Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) duruma el atmış ve üretici ülkelerin, petrol ihraçlarında kısıntıya gitmeleri yönünde talimatlar vermişti. OPEC’in bu hamlesinin yanı sıra ABD’de açıklanan haftalık stok verilerinde de düşüşlerin görülmesinin ardından, küresel arz fazlasının azaldığına yönelik kanının güçlenmesinden destek bulan petrol fiyatları 50 doların üzerine kadar yükselmeyi başarmıştı.

Lakin yılın sonuna doğru yaklaştığımız bu günlerde petrol fiyatları yeniden düşüş eğilimine girdi. Petrol fiyatlarının negatif yönde çizdiği grafiğin temel nedenine baktığımız zaman ise karşımıza; küresel arz fazlası endişeleri çıkıyor. Birçok ülkenin her geçen gün petrol stoklandığının anlaşılmasının ardından, petrol fiyatları yeniden dip seviyelere doğru gerilemeye başladı. Bu noktada yıl bitmeden gerçekleşecek olan OPEC toplantısı büyük önem arz ediyor. Zira OPEC’ten gelecek petrol kısma kararı, fiyatların yeniden yükselişe geçmesini sağlayabilir.

Viyana’da yarın gerçekleşecek toplantıda kritik rolu oynayan ülke ise İran olacak. Zira ambargonun kaldırılmasının ardından petrol piyasasın direksiyonunda bulunan İran, yıllar sonra elde ettiği petrol pazarlama fırsatını elinden kaçırmak istemeyecek ve bu doğrultuda üretimin kısılmasını desteklemeyecek. Suudi Arabistan ve Rusya’nın OPEC’i etki altına alma ve dolayısıyla petrol üretimini sınırlama yönündeki baskılarının sonuçsuz kalması kuvvetle muhtemel.
Devamını Oku »

Anayasa Referandumu Sonucunda İtalya AB’den Ayrılacak mı?

Anayasa Referandumu Sonucunda İtalya AB’den Ayrılacak mı?


















Avrupa Birliği’nin (AB) en önemli ülkelerinden biri olan ve Akdeniz ticaretinde oldukça etkin bir rol oynayan İtalya, 4 Aralık tarihinde anayasa referandumuna gidecek. Peki, bu referandumda neler yaşanacak ve ekonomiye etkisi ne olacak? Cevabı burada;

Hepimizin yakından takip ettiği üzere, son yıllarda Avrupa Birliği'nde (AB) ekonomik bir bunalımın yaşandığı açıkça gözlemleniyor. Özellikle Yunanistan ve Portekiz’in yaşadığı buhran, AB’nin ağır topları olarak nitelendirilen Almanya, Fransa ve İngiltere’yi bir hayli rahatsız etmişti. Bu doğrultuda İngiltere, AB’nin işlevselliğinin sorgulanmaya başladığını belirterek Haziran ayında Brexit oylamasına gitme kararı almıştı. Yapılan oylama sonucunda ise İngiltere, AB’den resmen ayrılma kararı aldı.

İngiltere gibi sağlam bir ekonomiyi kaybeden AB’de tehlike çanları iyiden iyiye duyulmaya başlamıştı. İlerleyen süreç içerisinde ise İspanya ve İtalya’dan gelen çatlak sesler giderek artmaya başladı. Özellikle Katalonya’nın bağımsızlık için yeniden faaliyete geçmesi İspanya’nın dağılma sürecini tetikleyeceğe benziyor. Bu durum ise AB için ciddi bir tehlike demek. İtalya cephesinde de oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Mevcut anayasanın değişmesi için yıllardır ciddi bir mücadele içerisinde bulunan muhalefet partileri, nihayet sonuca ulaştılar. 4 Aralık tarihinde İtalya anayasa referandumuna gidiyor.

Ancak burada ilgi çekici olan nokta ise anayasa referandumundan ziyade, sonuçlarının İtalya’yı hangi noktaya sürükleyeceği. Yunanistan ve Portekiz ekonomilerinin bir türlü beklenen atağı gerçekleştirememesi, İngiltere’nin AB’den resmen ayrılma sürecine girmesi ve İspanya’nın dağılma tehlikesi yaşaması, İtalya’nın AB’den çıkışı için yeterli sebepleri oluşturmuşa benziyor. İtalya anayasa referandumu ile ilgili dikkat edilmesi gereken noktalar ve ekonomiye olan etkisiyle ilgili detaylar ise şöyle;

İtalya AB’den Ayrılmayı Düşünüyor mu? 


İtalya AB’den Ayrılmayı Düşünüyor mu?
















Yazımın içeriğinde de belirttiğim üzere, AB tarihinin en zorlu süreçlerini yaşarken İtalya’da da AB’den çıkış için tartışmalar iyiden iyiye başlamış durumda. Özellikle İtalya’da son dönemlerde popülerleşen Five Star Movement, hükümeti köşeye sıkıştırmış durumda. AB karşıtı söylemlerini her geçen gün artıran parti, anayasa referandumundan istediği sonucu alması halinde hükümeti, tıpkı İngiltere’de olduğu gibi oylamaya götürmeyi hedefliyor.

İtalya Anayasa Referandumu Ekonomiyi Nasıl Etkiler? 


İtalya Anayasa Referandumu Ekonomiyi Nasıl Etkiler?
















Referandum öncesi İtalya’da tartışılan en önemli konulardan biri ise AB’nin para birimi olan euronun terk edilmesi. AB’den çıkış yönünde yeterli etkinin sağlanması halinde İtalya’nın ilk etapta euroyu terk etmesi bekleniyor. Ancak İtalya’nın önde gelen ekonomistleri, euronun terk edilmesi halinde kullanılacak olan para biriminde ayrışmalar yaşamaktalar. Birçok ekonomist yerel para biriminin kullanılmasını isterken, bazı ekonomistler ise euro ve yerel para biriminin aynı anda kullanılmasından yana fikir beyan ediyorlar. İtalya’nın AB’den olası bir ayrılık kararı alması, kuşkusuz ekonomiyi negatif yönde etkileyecek. AB’den çıkış ihtimali, tıpkı İngiltere’de olduğu gibi sermayenin ülkeden çıkışını tetikleyebilir. Bu noktada ciddi bir endişe yaşanırken diğer bir husus ise İtalyan 10 yıllık tahvil faizlerinde görülen dalgalı seyir. İtalyan ekonomistler, anayasa referandumunun İtalya’ya olası negatif etkileri ile ilgili olarak ummalı bir çalışma yürütmekteler. Özellikle yabancı sermayenin İtalya’da tutulması yönünde kampanyaların başlatılacağı konuşuluyor.

İtalya Anayasa Referandumu Öncesi Anket Sonuçları Ne Yönde? 


İtalya Anayasa Referandumu Öncesi Anket Sonuçları Ne Yönde?
















İtalya’da gerçekleşecek olan anayasa referandumuna sayılı günler kala, özellikle AB bölgesinde endişe giderek artmış durumda. AB, İtalya gibi güçlü bir ekonomiyi kaybetmemek adına özellikle medya aracılığıyla kampanyalar gerçekleştirmekte. Hal böyleyken İtalya halkının referandumda hangi yönde oy kullanacağı da merak konusu olmuş durumda.

Anayasa referandumu öncesi İtalya’nın en saygın anket şirketlerinden olan La Stampa’nın açıkladığı sonuçlara göre; İtalya halkının yalnızca yüzde 15.2’si AB’den ayrılmak istiyor. Geriye kalan yüzde 67.4’lük oran ise AB’de kalınması gerektiğini savunuyor. Lakin anket sonuçlarına büyük ölçüde itibar edilmemesi gerektiğini unutmamamız lazım. Zira Brexit ve ABD seçimleri bunun açık birer örneği olarak karşımıza çıkmıştı…
Devamını Oku »

Dünyanın En Ucuz 3 Ülkesi

Dünyanın En Ucuz 3 Ülkesi
Bu yazımda yaşamını bambaşka bir yönde ve farklı bir ülkede sürdürmek isteyenler için oldukça önemli bir konuyu ele aldım. Kuşkusuz birçoğumuz yaşadığımız ülke ve şartlar içerisinde, arzuladığımız veya hedeflediğimiz statülere bir türlü ulaşamamaktayız. Farklı bir ülkede yaşamak istiyor, fakat en ucuz ülkelerin hangisi olduğunu merak ediyorsanız, bu yazım tam da size göre…

Dünya her geçen gün bambaşka bir yöne evrilirken bireylerin, düşüncelerinin ve isteklerinin de oldukça farklı kulvarlara kayması oldukça kabul edilebilir bir gerçektir. Sinemanın, edebiyatın ve teknolojinin inanılmaz bir hız içerisinde gelişim göstermesi, bireyler üzerinde önemli etkiler bırakmaktadır. Bu etkiler içerisinde karşımıza ilk çıkanı ise bireylerin, hayat gayelerinde ve arzuladıkları yaşam standartlarında oluşan farklılıklardır.

Bireyler, artık televizyon, dergi ve internet aracılığı ile birtakım ön bilgiler edindiği ülkeler hakkında çok daha fazla bilgiye sahip olmayı istemekte ve hatta atılacakları yeni maceralar ile bambaşka hayatlar sürmeyi hedeflemektedirler. Ancak gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karşısında oldukça düşük seviyelerde kalması, bireylerin bu hedeflerinin önündeki temel etmenlerden biridir. Türk lirasının da tarihi düşük seviyelere kadar gerilediği konjonktür içerisinde, bireylerin bu hedeflerini gerçekleştirmelerindeki en önemli sorun ekonomik yetersizlik olarak görülmektedir. Ancak bu yazımda bambaşka bir ülkede hayatlarını sürdürmek isteyen bireyler için dünyanın en ucuz üç ülkesini sıraladım. İşte karşınızda maddi yetersizlikten dolayı farklı bir ülkeye taşınamayan bireyler için dünyanın en ucuz ülkeleri; 

Hindistan 


Hindistan
Dünya sinemasına Bollywood ile adını duyuran ve dünyanın en köklü medeniyetlerinden birine sahip olan Hindistan, yaşamak için en ucuz ülkelerden biri olarak karşımıza çıkmakta. Tam 4500 yıllık gelenekleri ve festivalleri ile dünyanın dört bir köşesinden ziyaretçi toplayan Hindistan, kendisine yaşamak için ucuz bir ülke arayanların ilk tercihi olabilir. 1 Türk lirası, Hindistan’ın para birimi olan 22 rupisine denk gelmektedir. Üstelik ev kiralarındaki düşük maliyetler de Hindistan’da yaşamı cazip kılmaktadır. Şehir merkezlerindeki ortalama ev kiraları 150 dolarken, şehir merkezi dışındaki ev kiraları ise 100 dolar civarındadır.

Pakistan 


Pakistan
Kendine özgü jeolojik yapısı ile her yıl inanılmaz sayıda turisti ağırlayan Pakistan, dünyanın en ucuz ülkelerinden biri olarak önemli bir yer tutmaktadır. Buz kaplı dağları, çölleri ve denizi ile oldukça dikkat çekici bir yapıya sahip Pakistan’ın para birimi rupidir. 1 Türk lirası mevcut şartlar içerisinde 36 Pakistan rupisine denk gelmektedir. Bu durum da özellikle Türk vatandaşların, Pakistan’da oldukça rahat bir yaşam sürmelerine olanak sağlamaktadır. Pakistan’da şehir merkezindeki bir evin kirası 100 dolarken, şehir merkezinin dışında kalan bir evin kirası ortalama 70 dolardır.

Kamboçya 


Kamboçya
Özellikle doğa harikaları ile karşımıza çıkan Kamboçya, dünyanın en ucuz ülkelerinden biri olarak her yıl binlerce göçmen kabul etmektedir. Tapınakları, kumsalları, Angkor Vat gibi inanılmaz yapılara ev sahipliği yapmasının yanı sıra Kamboçya’da maceralara açık binlerce dönümlük araziler bulunmaktadır. 1 Türk lirası, Kamboçya’nın para birimi olan 1400 riele denk gelmektedir. Şehir merkezinde yer alan bir evin ortalama kirası 200 ile 300 dolar arasındayken, şehir merkezi dışında kalan bir evin kirası ise 100 ile 200 dolar civarındadır.
Devamını Oku »