Merkez Bankası Dolara Müdahale Edecek mi?

Merkez Bankası Dolara Müdahale Edecek mi?
Doların son dönemlerde Türk lirası karşısında adeta başını alıp gitmesi, Türkiye ekonomisini bir hayli zora sokuyor. Doların yükselişini engellemek adına birçok girişimde bulunulmasına rağmen, net bir sonuç alınabilmiş değil. Bu noktada akıllara, Merkez Bankası’nın dolara müdahale edip etmeyeceği geliyor. Peki, TCMB’nin dolara müdahale etme oranı yüzde kaç? Cevabı burada;

ABD başkanlık seçimlerinin ardından Donald Trump’ın zaferi ile desteklenen dolar, küresel çapta oldukça önemli kazanımlar elde etmeyi başarıyor. Trump’ın genişlemeci bir politika izleyeceği ve ABD ekonomisinin büyüme düzeyini en az ikiye katlayacağını dile getirmesi, doların yükselişinin temeleni oluşturmuştu. Zira ABD Merkez Bankası’nın (FED) önümüzdeki ay içerisinde gerçekleştireceği yılın son FOMC toplantısında faiz artırımına gideceği yönündeki beklenti de doları desteklemeye devam ediyor.

Yaşanan bu gelişmeler doları küresel çapta yukarı yönlü tetiklerken, yurt içinde yaşanan hadiselerde dolar karşısında tarihi düşük seviyelere kadar gerileyen Türk lirasının, giderek erimesine neden oluyor. Dolardaki önlemez yükselişin ardından, Türkiye’nin ekonomik krize sürüklendiğine yönelik kanılar kuvvetlenmeye başlamıştı. Dolardaki yükselişin ekonomik krize işaret olup olmadığıyla ilgili tüm merak edilenlere bu yazımdan ulaşabilirsiniz.

Dolardaki yukarı yönlü seyri önlemek adına politika yapıcılar hafta içerisinde yaptıkları açıklamalarda, vatandaşı döviz bozdurmaya davet etmişlerdi. Politika yapıcılar bu yöntem ile dolardaki yükselişi durdurmayı ve Türk lirasının yeniden yükselişe geçmesini sağlamayı hedeflemekteydiler. Lakin devletin bu politikası tek başına net bir sonuç vermeye yetmedi ve Dolar/TL hala 3.40 seviyesinin üzerinde seyretmeye devam etti. Tam da bu noktada, Türk lirasındaki değer kayıplarının önlenmesi adına yapılması gerekenlere yer verdiğim bu yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Merkez Bankası Dolara Ne Zaman Müdahale Eder? 


Türk lirasının dolar karşısında erimeye devam ettiği süreç içerisinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından gelecek hamleler kuşkusuz hayati önem arz ediyor. Lakin mevcut konjonktür içerisinde kura müdahale etmek, Türkiye ekonomisinin gücünün sorgulanamsına neden olacaktır. Zira devletin doları düşürmek adına hayata geçirebileceği başka yöntemler de mevcuttur. Doları düşürmek adına uygulanması gereken yöntemlere buradan ulaşabilirsiniz. Merkez Bankası’nın şu an için kura bir müdahalede bulanacağını kesinlikle düşünmüyorum. Çünkü önümüzeki ay FED’in olası faiz hamlesi ile kurun yukarı yönlü tetikleneceği aşikar. 3.50 seviyelerinin test edilmeden bir müdahalenin gelmeme ihtimali oldukça yüksek.
Devamını Oku »

OPEC 30 Kasım Viyana Toplantısında Petrol Üretimini Kısacak mı?

OPEC 30 Kasım Viyana Toplantısında Petrol Üretimini  Kısacak mı?
Petrol piyasasında tüm gözler yarın Viyana’da gerçekleştirilecek olan OPEC toplantısına çevrildi. Toplantıya ilişkin en çok merak edilen husus ise petrol üretiminin kısılıp kısılmayacağı. Bu yazımda kritik OPEC toplantısıyla ilgili oldukça önemli detayları ele alacağım…

2016 yılının kuşkusuz en çok dikkat çeken yatırım araçlarından biri petrol oldu. İran’a yönelik ambargonun bu yıl kaldırılmasının ardından, petrol piyasasında oldukça dalgalı bir seyir gözlemlenmeye başlamıştı. Rusya, Katar ve Suudi Arabistan gibi büyük oyuncuların yanına İran’ın da katılması, petrol piyasasında kartların yeniden karılmasına neden olmuştu. Hatırlanacağı üzere henüz Şubat ayında İran’ın alelacele petrol ihracatına başlamasıyla birlikte petrol varil başına son 12 yılın en düşük seviyesi olan 30 doların altına kadar gerilemişti.

Petrol fiyatlarının henüz yılın başında bu denli düşmesinin ardından Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) duruma el atmış ve üretici ülkelerin, petrol ihraçlarında kısıntıya gitmeleri yönünde talimatlar vermişti. OPEC’in bu hamlesinin yanı sıra ABD’de açıklanan haftalık stok verilerinde de düşüşlerin görülmesinin ardından, küresel arz fazlasının azaldığına yönelik kanının güçlenmesinden destek bulan petrol fiyatları 50 doların üzerine kadar yükselmeyi başarmıştı.

Lakin yılın sonuna doğru yaklaştığımız bu günlerde petrol fiyatları yeniden düşüş eğilimine girdi. Petrol fiyatlarının negatif yönde çizdiği grafiğin temel nedenine baktığımız zaman ise karşımıza; küresel arz fazlası endişeleri çıkıyor. Birçok ülkenin her geçen gün petrol stoklandığının anlaşılmasının ardından, petrol fiyatları yeniden dip seviyelere doğru gerilemeye başladı. Bu noktada yıl bitmeden gerçekleşecek olan OPEC toplantısı büyük önem arz ediyor. Zira OPEC’ten gelecek petrol kısma kararı, fiyatların yeniden yükselişe geçmesini sağlayabilir.

Viyana’da yarın gerçekleşecek toplantıda kritik rolu oynayan ülke ise İran olacak. Zira ambargonun kaldırılmasının ardından petrol piyasasın direksiyonunda bulunan İran, yıllar sonra elde ettiği petrol pazarlama fırsatını elinden kaçırmak istemeyecek ve bu doğrultuda üretimin kısılmasını desteklemeyecek. Suudi Arabistan ve Rusya’nın OPEC’i etki altına alma ve dolayısıyla petrol üretimini sınırlama yönündeki baskılarının sonuçsuz kalması kuvvetle muhtemel.
Devamını Oku »

Anayasa Referandumu Sonucunda İtalya AB’den Ayrılacak mı?

Anayasa Referandumu Sonucunda İtalya AB’den Ayrılacak mı?


















Avrupa Birliği’nin (AB) en önemli ülkelerinden biri olan ve Akdeniz ticaretinde oldukça etkin bir rol oynayan İtalya, 4 Aralık tarihinde anayasa referandumuna gidecek. Peki, bu referandumda neler yaşanacak ve ekonomiye etkisi ne olacak? Cevabı burada;

Hepimizin yakından takip ettiği üzere, son yıllarda Avrupa Birliği'nde (AB) ekonomik bir bunalımın yaşandığı açıkça gözlemleniyor. Özellikle Yunanistan ve Portekiz’in yaşadığı buhran, AB’nin ağır topları olarak nitelendirilen Almanya, Fransa ve İngiltere’yi bir hayli rahatsız etmişti. Bu doğrultuda İngiltere, AB’nin işlevselliğinin sorgulanmaya başladığını belirterek Haziran ayında Brexit oylamasına gitme kararı almıştı. Yapılan oylama sonucunda ise İngiltere, AB’den resmen ayrılma kararı aldı.

İngiltere gibi sağlam bir ekonomiyi kaybeden AB’de tehlike çanları iyiden iyiye duyulmaya başlamıştı. İlerleyen süreç içerisinde ise İspanya ve İtalya’dan gelen çatlak sesler giderek artmaya başladı. Özellikle Katalonya’nın bağımsızlık için yeniden faaliyete geçmesi İspanya’nın dağılma sürecini tetikleyeceğe benziyor. Bu durum ise AB için ciddi bir tehlike demek. İtalya cephesinde de oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Mevcut anayasanın değişmesi için yıllardır ciddi bir mücadele içerisinde bulunan muhalefet partileri, nihayet sonuca ulaştılar. 4 Aralık tarihinde İtalya anayasa referandumuna gidiyor.

Ancak burada ilgi çekici olan nokta ise anayasa referandumundan ziyade, sonuçlarının İtalya’yı hangi noktaya sürükleyeceği. Yunanistan ve Portekiz ekonomilerinin bir türlü beklenen atağı gerçekleştirememesi, İngiltere’nin AB’den resmen ayrılma sürecine girmesi ve İspanya’nın dağılma tehlikesi yaşaması, İtalya’nın AB’den çıkışı için yeterli sebepleri oluşturmuşa benziyor. İtalya anayasa referandumu ile ilgili dikkat edilmesi gereken noktalar ve ekonomiye olan etkisiyle ilgili detaylar ise şöyle;

İtalya AB’den Ayrılmayı Düşünüyor mu? 


İtalya AB’den Ayrılmayı Düşünüyor mu?
















Yazımın içeriğinde de belirttiğim üzere, AB tarihinin en zorlu süreçlerini yaşarken İtalya’da da AB’den çıkış için tartışmalar iyiden iyiye başlamış durumda. Özellikle İtalya’da son dönemlerde popülerleşen Five Star Movement, hükümeti köşeye sıkıştırmış durumda. AB karşıtı söylemlerini her geçen gün artıran parti, anayasa referandumundan istediği sonucu alması halinde hükümeti, tıpkı İngiltere’de olduğu gibi oylamaya götürmeyi hedefliyor.

İtalya Anayasa Referandumu Ekonomiyi Nasıl Etkiler? 


İtalya Anayasa Referandumu Ekonomiyi Nasıl Etkiler?
















Referandum öncesi İtalya’da tartışılan en önemli konulardan biri ise AB’nin para birimi olan euronun terk edilmesi. AB’den çıkış yönünde yeterli etkinin sağlanması halinde İtalya’nın ilk etapta euroyu terk etmesi bekleniyor. Ancak İtalya’nın önde gelen ekonomistleri, euronun terk edilmesi halinde kullanılacak olan para biriminde ayrışmalar yaşamaktalar. Birçok ekonomist yerel para biriminin kullanılmasını isterken, bazı ekonomistler ise euro ve yerel para biriminin aynı anda kullanılmasından yana fikir beyan ediyorlar. İtalya’nın AB’den olası bir ayrılık kararı alması, kuşkusuz ekonomiyi negatif yönde etkileyecek. AB’den çıkış ihtimali, tıpkı İngiltere’de olduğu gibi sermayenin ülkeden çıkışını tetikleyebilir. Bu noktada ciddi bir endişe yaşanırken diğer bir husus ise İtalyan 10 yıllık tahvil faizlerinde görülen dalgalı seyir. İtalyan ekonomistler, anayasa referandumunun İtalya’ya olası negatif etkileri ile ilgili olarak ummalı bir çalışma yürütmekteler. Özellikle yabancı sermayenin İtalya’da tutulması yönünde kampanyaların başlatılacağı konuşuluyor.

İtalya Anayasa Referandumu Öncesi Anket Sonuçları Ne Yönde? 


İtalya Anayasa Referandumu Öncesi Anket Sonuçları Ne Yönde?
















İtalya’da gerçekleşecek olan anayasa referandumuna sayılı günler kala, özellikle AB bölgesinde endişe giderek artmış durumda. AB, İtalya gibi güçlü bir ekonomiyi kaybetmemek adına özellikle medya aracılığıyla kampanyalar gerçekleştirmekte. Hal böyleyken İtalya halkının referandumda hangi yönde oy kullanacağı da merak konusu olmuş durumda.

Anayasa referandumu öncesi İtalya’nın en saygın anket şirketlerinden olan La Stampa’nın açıkladığı sonuçlara göre; İtalya halkının yalnızca yüzde 15.2’si AB’den ayrılmak istiyor. Geriye kalan yüzde 67.4’lük oran ise AB’de kalınması gerektiğini savunuyor. Lakin anket sonuçlarına büyük ölçüde itibar edilmemesi gerektiğini unutmamamız lazım. Zira Brexit ve ABD seçimleri bunun açık birer örneği olarak karşımıza çıkmıştı…
Devamını Oku »

Dünyanın En Ucuz 3 Ülkesi

Dünyanın En Ucuz 3 Ülkesi
Bu yazımda yaşamını bambaşka bir yönde ve farklı bir ülkede sürdürmek isteyenler için oldukça önemli bir konuyu ele aldım. Kuşkusuz birçoğumuz yaşadığımız ülke ve şartlar içerisinde, arzuladığımız veya hedeflediğimiz statülere bir türlü ulaşamamaktayız. Farklı bir ülkede yaşamak istiyor, fakat en ucuz ülkelerin hangisi olduğunu merak ediyorsanız, bu yazım tam da size göre…

Dünya her geçen gün bambaşka bir yöne evrilirken bireylerin, düşüncelerinin ve isteklerinin de oldukça farklı kulvarlara kayması oldukça kabul edilebilir bir gerçektir. Sinemanın, edebiyatın ve teknolojinin inanılmaz bir hız içerisinde gelişim göstermesi, bireyler üzerinde önemli etkiler bırakmaktadır. Bu etkiler içerisinde karşımıza ilk çıkanı ise bireylerin, hayat gayelerinde ve arzuladıkları yaşam standartlarında oluşan farklılıklardır.

Bireyler, artık televizyon, dergi ve internet aracılığı ile birtakım ön bilgiler edindiği ülkeler hakkında çok daha fazla bilgiye sahip olmayı istemekte ve hatta atılacakları yeni maceralar ile bambaşka hayatlar sürmeyi hedeflemektedirler. Ancak gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karşısında oldukça düşük seviyelerde kalması, bireylerin bu hedeflerinin önündeki temel etmenlerden biridir. Türk lirasının da tarihi düşük seviyelere kadar gerilediği konjonktür içerisinde, bireylerin bu hedeflerini gerçekleştirmelerindeki en önemli sorun ekonomik yetersizlik olarak görülmektedir. Ancak bu yazımda bambaşka bir ülkede hayatlarını sürdürmek isteyen bireyler için dünyanın en ucuz üç ülkesini sıraladım. İşte karşınızda maddi yetersizlikten dolayı farklı bir ülkeye taşınamayan bireyler için dünyanın en ucuz ülkeleri; 

Hindistan 


Hindistan
Dünya sinemasına Bollywood ile adını duyuran ve dünyanın en köklü medeniyetlerinden birine sahip olan Hindistan, yaşamak için en ucuz ülkelerden biri olarak karşımıza çıkmakta. Tam 4500 yıllık gelenekleri ve festivalleri ile dünyanın dört bir köşesinden ziyaretçi toplayan Hindistan, kendisine yaşamak için ucuz bir ülke arayanların ilk tercihi olabilir. 1 Türk lirası, Hindistan’ın para birimi olan 22 rupisine denk gelmektedir. Üstelik ev kiralarındaki düşük maliyetler de Hindistan’da yaşamı cazip kılmaktadır. Şehir merkezlerindeki ortalama ev kiraları 150 dolarken, şehir merkezi dışındaki ev kiraları ise 100 dolar civarındadır.

Pakistan 


Pakistan
Kendine özgü jeolojik yapısı ile her yıl inanılmaz sayıda turisti ağırlayan Pakistan, dünyanın en ucuz ülkelerinden biri olarak önemli bir yer tutmaktadır. Buz kaplı dağları, çölleri ve denizi ile oldukça dikkat çekici bir yapıya sahip Pakistan’ın para birimi rupidir. 1 Türk lirası mevcut şartlar içerisinde 36 Pakistan rupisine denk gelmektedir. Bu durum da özellikle Türk vatandaşların, Pakistan’da oldukça rahat bir yaşam sürmelerine olanak sağlamaktadır. Pakistan’da şehir merkezindeki bir evin kirası 100 dolarken, şehir merkezinin dışında kalan bir evin kirası ortalama 70 dolardır.

Kamboçya 


Kamboçya
Özellikle doğa harikaları ile karşımıza çıkan Kamboçya, dünyanın en ucuz ülkelerinden biri olarak her yıl binlerce göçmen kabul etmektedir. Tapınakları, kumsalları, Angkor Vat gibi inanılmaz yapılara ev sahipliği yapmasının yanı sıra Kamboçya’da maceralara açık binlerce dönümlük araziler bulunmaktadır. 1 Türk lirası, Kamboçya’nın para birimi olan 1400 riele denk gelmektedir. Şehir merkezinde yer alan bir evin ortalama kirası 200 ile 300 dolar arasındayken, şehir merkezi dışında kalan bir evin kirası ise 100 ile 200 dolar civarındadır.
Devamını Oku »

2016 Yılında Otomobil Fiyatları Ne Kadar Zamlandı?

2016 Yılında Otomobil Fiyatları Ne Kadar Zamlandı?
Otomobil piyasasında merakla beklenen ÖTV artışları bugün belli oldu. Peki, otomobil fiyatlarına 2016 yılında ne kadar zam uygulanacak? Zam oranlarını etkileyen faktörler ve ÖTV zammının ikinci el otomobil piyasasına olan etkisi burada;

Otomobil piyasası yılın tamamlanmasına sayılı günler kala gelecek zam oranlarına odaklanmıştı. Tüketicilerin büyük bir merakla beklediği ÖTV artışları, bugün kamuoyuna açıklandı. Açıklanan verileri sizlerle paylaşmadan önce Türkiye gündemini bir hayli meşgul eden bir konuya değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Ekonomi ile ilgilensin veya ilgilenmesin her vatandaş, kuşkusuz dolarda görülen artışlardan negatif yönde etkileniyor ve bu durum her sektörde etkisini hissettiriyor.

Dolardaki Artış Otomobil Fiyatlarını Etkiledi mi?


Bilindiği üzere 2016 yılının son çeyreğinde bulunduğumuz süreç içerisinde dolar endeksi, küresel çapta oldukça önemli kazanımlar elde etmeyi başarmıştı. Dolar karşısında gelişmekte olan ülke para birimleri birer birer erirken, en çok değer kaybı yaşayan para birimlerinden biri ise Türk lirası oluyor. Türk lirasındaki düşüşleri önlemek adına hafta içerisinde TCMB toplantısında faiz artırım kararı alınmıştı. Lakin bu karara rağmen, doların ateşi bir türlü dinmemişti. Dolardaki sert yükselişlerin ardından akıllara gelen en önemli soru; “dolardaki artış ekonomik krize işaret mi?” olmuştu. Doların yukarı yönlü seyrinin bir türlü engellenemediği bugünlerde vatandaş da kurdaki hareketlilikten nasibini alıyor. Benzin ve elektronik ürünlere gelen zam oranlarının ardından otomobil fiyatları da kurdaki dalgalanmanın etkisi ile zamlandı.

ÖTV Zammı Hangi Düzeyde? 


Bilindiği üzere ÖTV değişikliklerinin önümüzdeki yıl yürürlüğe girmesi bekleniyordu. Lakin herkesi şoka uğratan karar Resmi Gazete’de yayınlandı. İfadelere göre; ÖTV’deki artış, satılan otomobillerin tam yüzde 67’sini etkilemekte. Türkiye’de 40 bin ile 70 bin TL arasında matraha sahip olan araçların toplam satışlarındaki oranı yüzde 40 civarındayken, 70 bin TL üstü matraha sahip araçların oranı ise yüzde 17 civarında. Düzenleme doğrultusunda, otomobillerin fiyatları bugünden itibaren yüzde 3.4 ile yüzde 10.5 arasında zamlandı.

1600 CC Araçlar Ne Kadar Zamlandı?


1600 CC’ye kadar olan binek araçlardaki ÖTV oranı yüzde 60’a yükseldi. Hatırlanacağı üzere bu oran yüzde 40 civarındaydı. Yapılan istatistik çalışmalarına göre;Türkiye’de özellikle otomobil sektörü içerisinde en fazla rağbet gören kategori, 1600 CC’ye kadar olan binek araçlar olarak ifade edilmekte.

2000 CC Araçların ÖTV Oranı Yüzde 110 Oldu! 


Motor silindir hacmi 1600 ile 2000 CC arası olan araçlarda ise ÖTV oranı yüzde 110’a yükseltildi. Bu oran yapılan düzenleme öncesi yüzde 90 olarak belirlenmişti. Ayrıca yeni düzenlemede, ÖTV matrahı 100 bin TL’yi aşmayan araçların ÖTV oranı yüzde 100’e çıkarıldı.

ÖTV Zammı 2. El Piyasasını Nasıl Etkileyecek? 


Tüketicilerin merakla beklediği ÖTV zam oranları, kuşkusuz bütçeleri bir hayli zorlayacak. ÖTV zammının ikinci el piyasasını hangi oranda etkileyeceği sorusuna geldiğimizde ise sonuç yine tüketicileri üzecek cinsten. Kurdaki dalgalanmanın ardından ÖTV oranlarının çıtayı bir hayli zorlaması, ikinci el otomobil piyasasını da olumsuz yönde etkiliyecek.
Devamını Oku »

2016 Black Friday Alışverişlerinde Rekor Bekleniyor

2016 Black Friday Alışverişlerinde Rekor Bekleniyor
Black Friday yani Kara Cuma olarak adlandırılan satış gününde inanılmaz bir alışveriş çılgınlığı yaşanıyor. ABD’de bugün tüm yılın en çok alışverişin yapılması bekleniyor. Detaylar burada;

İnternet başında geçirdiğimiz saatler içerisinde, son bir haftadır karşımıza Black Friday fırsatını kaçırmayın şeklinde birçok reklam çıkıyor. Dünyanın en önemli markaları, yılın sonlarına giderek yaklaştığımız süreç içerisinde adeta birbirleriyle kıyasıya bir satış mücadele içerisine girmiş durumdalar. Gündelik hayatımızda kullandığımız birçok ürün yıl boyunca reyonlarda bulunduğu fiyatların neredeyse yarı fiyatına satılmaya başlandı. Hal böyleyken birçok tüketici, Kara Cuma fırsatını değerlendirmek için kesenin ağzını açmış durumda. Fakat hala birçoğumuz Black Friday hakkında yeterli bilgiye sahip değil. Bu yazımda ilk önce Black Friday’in ne olduğunu özetleyecek ve sonrasında yılın alışveriş rekorunun kırılacağı bugün ile ilgili verileri sizlerle paylaşacağım.

Black Friday Ne Demek? 


Adından da anlaşılacağı üzere ABD menşeli olan Black Friday (Kara Cuma) Şükran Günü’nün (Thanksgiving day) ardından gelen ilk Cuma gününü ifade etmektedir. Tüm ABD eyaletlerinde faaliyet gösteren devasa şirketler Black Friday kapsamında büyün indirimler ile tüketicilere alışveriş çılgınlığı yaşatmayı amaçlamaktadırlar. ABD’de birçok tüketici, ihtiyaçlarını karşılamak adına tüm yıl bugünü beklemektedir. Hatta bugün Kanada’dan ABD’ye tüketicileri taşımak için özel olarak otobüs seferleri bile düzenlenmektedir. ABD merkezli olarak ortaya çıkan bu gün, kısa süre içerisinde tüm dünyada etkisini göstermiştir. Sıcak paranın tüketim çılgınlığı ile buluştuğu bu günü değerlendirmek isteyen şirketler, bu fırsatı kaçırmamak adına adeta küresel bir kampanya başlatmışlardır. Tam da bu noktada Black Friday’in, Türkiye’de de giderek yaygın bir hal aldığını görmekteyiz. Ülke içerisinde faaliyet gösteren birçok kuruluş, küresel alışveriş çılgınlığını kaçırmamak adına haftalardır medyaya yüksek bütçeli reklamlar vermekteler.

Kara Cuma’dan 12.3 Milyar Dolarlık Rekor Beklenti! 


ABD’de bugün tüketicilerin, Kara Cuma kapsamında 12.3 milyar dolar tutarında alışveriş gerçekleştirmeleri bekleniyor. Bu miktarın 9.2 milyar dolarının mağazalardan, 3.1 milyar dolarının ise internet alışverişlerinden kazanılması bekleniyor. Hatırlanacağı üzere 2015 Black Friday’da 10 milyar dolar gelir elde edilmişti.
Devamını Oku »

Türk Lirasındaki Değer Kayıpları Nasıl Önlenebilir?

Türk lirası, dolar karşısında son günlerde rekor düşük seviyelere kadar geriliyor. Bir türlü toparlanamayan Türk lirasının, değer kazanması için neler yapılabilir? Bu yazımda Türk lirasının yeniden yükselişe geçmesini sağlayacak etmenleri sizler için yazdım;

Hepimizin yakından takip ettiği üzere Türk lirasında görülen değer kayıpları son günlerde inanılmaz boyutlara gelmiş durumda. 2016 yılına dolar karşısında 2.92 liradan başlangıç gerçekleştiren Türk lirası, özellikle yılın son çeyreğinde dibi gördü. Yılın tamamlanmasına bir ay kadar bir süre kala Türk lirası, dolar karşısında yüzde 70 oranında değer kaybı yaşamış durumda. Bu vahim tablo ise yatırımcıları tedirgin etmeye fazlasıyla yetiyor…

Ekonomi yazarları genellikle Türk lirasının dolar karşısında hangi oranda değer kayıpları yaşadığını ve yaşanan değer kayıplarının temel etmenlerini incelerler. Lakin bu yazımda eleştirmekten ziyade, Türk lirasının yeniden toparlanması adına alınması gereken önlemleri ve hayata geçirilmesi gereken hamleleri sizler için sıralayacağım.

TCMB’nin Faiz Artırımı TL’ye Neden Değer Kazandırmadı? 


Türk lirasının değer kazanmasını sağlayacak temel etmenleri sıralamadan önce oldukça dikkat çekici bir noktaya değinmek istiyorum. Bilindiği üzere Türkiye ekonomisinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantıların aldığı faiz kararları, Türk lirasının önemli ölçüde değer kazanmasını sağlardı. Bugüne kadar gerekli incelemeleri yaptığınız taktirde sizler de bu durumu açıkça görebilirsiniz. Örnek verecek olursak; TCMB’nin 2016 Ekim toplantısında faiz artırımını pas geçmesinin ardından Dolar/TL paritesinin 3.05 seviyelerine kadar gerilediğini ve bu doğrultuda Türk lirasının, dolar karşısında yaşadığı değer kazanımını görebilirsiniz.

Lakin geçen hafta içerisinde TCMB’den gelen faiz artırım kararı maalesef Türk lirasının yukarı yönlü hareket etmesini sağlamadı. Böylelikle artık TCMB’nin Türk lirasına merhem olmadığını görebiliyoruz. Tabi ki mevcut konjonktürün bu denli değişmesindeki birçok etmen bulunuyor. Ancak sağlıklı bir tahlil sonucunda karşımıza; yurt dışı etmenlerin yani ABD Merkez Bankası (FED) baskısının çıktığını görebiliyoruz. Bu doğrultuda TCMB’nin, Türk lirasına değer kazandırma potansiyelini mevcut şartlar içerisinde yitirdiğini söylebiliriz…

AB İlişkileri Türkiye Ekonomisini Olumsuz Etkiliyor 


Yurt dışı etmenlerin giderek artmaya başladığı bu günlerde Türkiye’nin dış politika tercihleri de ekonominin seyrinde belirleyici bir rol oynuyor. Suriye meselesi ve göçmen krizinin devam ettiği konjonktür içerisinde Avrupa Birliği (AB) ile iplerin iyiden iyiye gerilmesi, Türk varlıklarının dibe çekilmesine neden oluyor. Örneğin hafta içerisindeki TCMB toplantısında faiz artırım kararının ardından kısa vadeli gerileyen Dolar/TL paritesi, Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) gelen negatif açıklamaların baskısı altında kalmış ve yeni bir rekor kırmıştı. Böylelikle akıllara; “Türkiye ekonomisi patlamak üzere mi?” sorusu gelmişti.

Kısacası Türkiye’nin AB ile ilişkilerini çıkmaza sokması, mevcut şartlar içerisinde ekonominin negatif yönde etkilenmesine neden oluyor. Bu doğrultuda, yükselen dolar baskısı ile maalesef birçok ürüne zam geliyor ve vatandaş olumsuz etkileniyor. Türkiye’nin idam tartışmalarını bir kenara bırakıp, AB ile olumlu ilişkilerini geliştirme yolunda adımlar atması ile ekonomi bir miktar olumlu seyredebilir.

OHAL Ekonomiyi Olumsuz Etkiliyor mu? 


15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin ardından, Türkiye’de belirli bir zorunluluktan dolayı OHAL kararı alınmıştı. Özellikle devletin kritik kurumlarında yuvalanan terör örgütü mensuplarının tasfiye sürecinin yürütüldüğü OHAL operasyonları, ekonomiyi negatif yönde etkiliyor. Hatırlanacağı üzere Temmuz ayında alınan OHAL kararından yaklaşık yarım saat sonra Türk lirası, dolar karşısında 3.09 seviyelerine kadar gerilemiş ve rekor kırmıştı. İlerleyen süreçte de OHAL’in devam etmesi, Türkiye’nin siyasi görünümde çatlakların bulunduğu algısını uyandırmaya yetiyor. Yurt içinde tepki almasa bile OHAL süreci, yurt dışındaki yatırımcıların algısını kesinlikle negatif yönde etkiliyor. Son aylarda Türkiye’nin döviz hacmine bakarak bile bu tezin ne denli doğru olduğunu görmemiz mümkün. Bu doğrultuda Türkiye’nin OHAL sürecini daha fazla uzatmadan bir önce sonlandırması, Türk varlıklarının yukarı yönlü seyrini desteklemek adına olumlu bir hamle olarak algılanacaktır.

Yazımın içeriğinde de belirttiğim üzere, Türk lirasının negatif yönlü seyrinde yurt dışı etmenlerin rolü büyük. Zira dolar endeksinin küresel çaplı yükselişi karşısında hem gelişen hem de gelişmekte olan ülke para birimlerinde yaşanan değer kayıpları bunun açık bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Lakin tüm bunların yanı sıra OHAL, AB ilişkileri gibi belirleyici etmenler ise Türk lirasının, dolar karşısında tarihin en düşük seviyelerine kadar gerilemesine neden olan azımsanamayacak etmenlerdir. Bu doğrultuda OHAL’in kısa süre içerisinde sonlandırılması ve AB ile müzakere sürecinin yeniden başlaması Türk lirasını, Aralık ayında gerçekleşecek olan olası FED hamlesine karşı güçlü durmasını sağlayabilir…
Devamını Oku »

Devlet Doları Düşürebilir mi?

Doların rekor üstüne rekor kırdığı bu günlerde, yatırımcılar tedirginlik içerisinde politika yapıcılardan bir düzeltme hamlesi bekliyorlar. Peki, devletin doları düşürmesi mümkün mü? Cevabı burada;

Son günlerde ülke gündeminin ilk maddesi şüphesiz ki Dolar/TL'nin yukarı yönlü seyri olmuş durumda. Türkiye'nin dış borcunu öderken veya yurt dışından bir materyal alırken kullandığı para cinsi de dolar olduğu için doların, Türk lirası karşısındaki yukarı yönlü seyri herkesi rahatsız etmekte. Sabahki yazımızda; Dolar/TL'nin yukarı yönlü seyrinin ardından, Türkiye'nin yeni bir ekonomik krize gidip gitmediğini incelemiştik. Yazımızda da ifade ettiğimiz üzere Türk lirası, 2001 yılından bu yana ilk kez dolar karşısında tarihinin en düşük seviyelerine gerilemiş durumda. Yani bu durum yeni bir krizin habercisi olarak nitelendirilebilir. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Lakin Türkiye'nin uygulayacağı politikalar ve ihtiyatlı bir duruş sergilemesi halinde bu krizin eşiğinden dönmesi kuvvetle muhtemel. Çünkü dolar, yalnızca Türk lirası karşısında değil, hem gelişen hem de gelişmekte olan para birimleri karşısında rekor üzerine rekor kırıyor. Dolar endeksinin bu yükselişindeki temel etmenlere baktığımızda ise karşımıza; ABD Merkez Bankası'nın (FED) yıl bitmeden faiz artırımına gitme ihtimalini artırması ve başkanlık seçimlerinin ardından ABD ekonomisindeki bilinmezlikler çıkıyor. Bu doğrultuda Türk lirasının, dolar karşısında yaşadığı değer kayıplarından dolayı yalnızca politika yapıcıları suçlamanın doğru olmadığı kanısındayım.

Devlet Doları Düşürmek için Ne Yapabilir? 


Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere doların, Türkiye ekonomisi için bu denli hayati bir rol oynamasındaki temel faktör; Türkiye'nin dış borcunu öderken ve alım gerçekleştirirken ABD doları kullanıyor olması. Bu doğrultuda kuracağımız düz mantık çerçevesinde; Türkiye'nin alım ve satım işlemlerinde doları terk etmesi ve Türk lirasını kullanması, hem doların ateşini düşürecek hem de Türk lirasının küresel çapta değer kazanmasını sağlayacaktır…
Devamını Oku »

Dolardaki Artış Ekonomik Krize İşaret mi?

Dolardaki Artış Ekonomik Krize İşaret mi?
Dolar/TL kurunun yılın son çeyreğinde rekor üstüne rekor kırması, akıllara; “kur artışı krize işaret mi?” sorunu getiriyor. Peki, kurda görülen rekorlar, krize işaret olabilir mi? Cevabını sizin için araştırdık;

Türkiye ekonomisi oldukça kritik bir sürecin içerisinden geçiyor. Üstelik bu süreç içerisinde ekonomiye yön verme yetkisi yalnızca Türkiye’nin elinde değil. Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalar ve ABD seçimleri sonrası dolar endeksinin küresel çapta yaşadığı değer kazanımları da Türkiye ekonomisini bir çıkmazın içine sürüklüyor. Bu noktada politika yapıcıların devreye girmesi ve EKK toplantılarının gündeme gelmesi, ekonominin seyrine yönelik endişe ortamının artmasına neden oluyor.

Zamlar Art Arda Geliyor! 


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında herkesi şaşırtması ve çizgisini değiştirerek faiz artırımına gitmesi, Türkiye ekonomisinin iyiye gitmediğine açık bir örnek olarak karşımıza çıkmakta. TCMB’nin 2016 Kasım toplantısına ilişkin detaylara buradan ulaşabilirsiniz. Hal böyleyken yatırımcıların yanı sıra vatandaşlar da kurda görülen dalgalanmalar karşısında tedirginlik içerisindeler. Kurda görülen dalgalanmaların ardından; Benzin, motorin, beyaz eşya vb. birçok ürüne zam gelmesi, kuşkusuz yatırımcıların yanı sıra vatandaşı da bir hayli zorluyor…

Türk Lirasındaki Değer Kayıpları 2001 Krizini Hatırlatıyor 


Tam da bu noktada akıllara Türkiye ekonomisinin 2001 yılında yaşadığı zorlu süreç geliyor. Pek çoğumuz o dönemi yakından hatırlamaktayız. Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in önüne yazar kasaların atıldığı o günler… O zamanki verilere bakacak olursak; Türk lirası o dönem şartları içerisinde dolar karşısında yüzde 90 oranında değer kaybı yaşamıştı. Dolarda görülen artışın ardından birçok ürüne hükümet tarafından zam gelmesi, vatandaşın isyan etmesine neden olmuştu.

Adım Adım Krize mi Sürükleniyoruz? 


2001 krizi döneminde Türk lirasının yaşadığı değer kayıplarını az önce sizler ile paylaştık. Onca yılın ardından Türkiye’de tehlike çanlarının yeniden çaldığı ve EKK toplantılarının yeniden yapıldığı bir süreç içerisindeyiz. Kuşkusuz hem yerli hem de yabancı yatırımcılar, bu durumu endişe içerisinde takip etmekteler. Dün Massachusetts Institute of Technology’den Prof. Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisinin yaşadığı sürece ilişkin önemli açıklamalarda bulunmuştu. Acemoğlu, Türkiye ekonomisinin verimsiz bir şekilde büyüdüğünü ve bu doğrultuda ekonominin patlamak üzere olduğunu dile getirmişti. Acemoğlu’nun açıklamalarının tüm detaylarını bu yazımızda bulabilirsiniz.

Mevcut verilere baktığımızda yeni bir kriz kapısının aralanmaya başladığını açıkça görüyoruz. Bugünkü veriler ile birlikte Türk lirası, dolar karşısında yüzde 70 oranında değer kaybı yaşamış durumda. Hatırlanacağı üzere 2001 krizinde bu oran deminden de ifade ettiğimiz gibi yüzde 90’dı. Ayrıca güncel verilerde karşımıza çıkan diğer bir tehlike unsuru ise işsizlik oranında. İşsizlik oranı en son açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yüzde 11.3’e yükselmiş durumda. Bu oran da Türkiye tarihinin en büyük işsizlik rakamlarını işaret ediyor. Tüm bu veriler, Türkiye’nin yeni bir ekonomik krizin eşiğinde olduğunu gözler önüne seriyor…
Devamını Oku »

Türkiye Ekonomisi Patlamak Üzere mi?

Türkiye Ekonomisi Patlamak Üzere mi?
Oldukça zorlu sınavlardan geçen Türkiye ekonomisinde işler giderek kötüleşiyor mu? Türkiye ekonomisinin seyrine ilişkin detaylar burada;

Türkiye ekonomisi hepimizin yakından takip ettiği üzere oldukça zor süreçlerden geçmeye çalışıyor. Türkiye ekonomisinin içine girdiği çıkmazın temeli; 15 Temmuz gecesi atılmıştı. Tarihinin en zor gecesini yaşayan Türkiye, kanlı darbe girişimini atlatmayı başarmıştı. Lakin o gecenin ardından özelilkle Türkiye ekonomisinde süreç oldukça kötüye gitti. Türkiye’de politik istikrarın oluşmadığı kanısına bağlı olarak uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye’nin kredi görünümünü negatif seviyesine indirmişlerdi.

Yaşanan bu gelişmenin ardından Türkiye’ye yönelik yatırımcı algısı, negatife çevrilmeye başlamıştı. Bu doğrultuda sıcak para akışının kesilmesi ve yeterli dövizin ülke içine girmemesi, Türkiye ekonomisinin kötüye gittiğine en açık işaretti. Bilindiği üzere 2016 yılının özellikle son aylarında dolar, Türk lirası karşısında rekor üzerine rekor tazeliyor. En son olarak Dolar/TL paritesi 3.41 seviyesinin üzerine kadar yükselmiş ve yatırımcıların bir hayli tedirgin olmasına neden olmuştu. Bu doğrultuda geçen gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında EKK toplantısı gerçekleştirilmişti. Detayların yer aldığı haberimize buradan ulaşabilirsiniz.

Türkiye ekonomisi kritik bir sürecin içerisinden geçerken, akıllara Türkiye ekonomisinin patlamak üzere mi olduğu sorunsalı geliyor. Massachusetts Institute of Technology’de ders veren Prof. Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisinin görünümüne ilişkin bugün kamuoyuna önemli açıklamalarda bulundu. Acemoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler ise şöyle;

Acemoğlu yaptığı açıklamada; Türkiye’nin en kritik kurumlarının giderek gerildiğini ve ülkenin bu doğrultuda geri dönüşü olmayan bir yola sürüklenmekte olduğunu söyledi. Türkiye ekonomisinin büyümesi üzerinde birçok sorunun olduğunu belirten Acemoğlu, bunların aşılmaması halinde krizin eşikte görünmeye başlayacağını dile getirdi. Acemoğlu, Türkiye’nin son 10 yıllık periyot içerisinde düşük kaliteli büyümelerden çıkamadığını ve yüzde 3 seviyesindeki ortalama büyümenin verimlilik artışını kesinlikle içermediğini vurguladı. Son olarak ise Acemoğlu, Türkiye’nin kur tarafındaki dalgalanmalara karşı acil önlemler alması gerektiğini ifade etti.
Devamını Oku »

TCMB’nin 2016 Kasım Toplantısının Ardından Dolar/TL Düşüşe Geçti!

TCMB’nin 2016 Kasım Toplantısının Ardından Dolar/TL Düşüşe Geçti!
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün gerçekleştirdiği Kasım ayına ilişkin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınan kararların ardından, Dolar/TL paritesi düşüşe geçti. Ayrıntılar burada;

Haftanın en önemli gündem maddesi olarak kabul edilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Kasım ayına ilişkin toplantısı bugün gerçekleştirildi. Toplantı öncesi birçok ekonomist, faiz ile ilgili görüş ayrılıkları yaşamaktaydılar. TCMB’nin bugün toplantısında, sadeleşme sürecine devam edip etmeyeceği ise en çok merak edilen konuların başında yer almaktaydı. Murat Çetinkaya’nın başkanlığında TCMB toplantısında birçok radikal karar alındı…

Alınan kararlardan en önemlileri ise politika faizinin 50 baz puan, faiz üst bandının ise 25 baz puan artırılmasıydı. Çetinkaya ve kurmaylarından gelen bu kararlara bakıldığı zaman Dolar/TL paritesindeki yukarı yönlün belirleyici bir faktör olduğunu açıkça görmekteyiz. Zira Ekim toplantısında da kur tarafındaki baskılar ağır gelmiş ve bu doğrultuda sadeleşme sürecine ara verme kararı alınmıştı. TCMB’nin almış olduğu faiz artırım kararı şüphesiz orta ve uzun vadede birçok şaşkınlığa yol açmış olabilir. Lakin kısa vadeli bakıldığı zaman Dolar/TL paritesi için olumlu bir etki yarattığı açıkça gözlemleniyor. Dün EKK toplantısı öncesi Dolar/TL 3.40 seviyelerinin üzerine kadar yükselmiş ve yatırımcıları bir hayli tedirgin etmişti. Bugün de TCMB toplantısı öncesi kur 3.41 seviyelerinin üzerinde yukarı yönlü bir grafik çizmekteydi.

Sabahki yazımda altını çizdiğim üzere; TCMB’den gelecek faiz artırım kararının Dolar/TL paritesinde bir miktar gevşeme yaratmasını bekliyordum. Tüm detaylara buradan ulaşabilirsiniz. Beklentim karşılık buldu ve TCMB’den gelen faiz artırım kararının ardından 3.41 seviyesinin üzerinde seyreden Dolar/TL paritesi yönünü aşağı doğru çevirdi ve 3.36 seviyelerine kadar geriledi. Bu doğrultuda kısa vadeli pozisyon alan yatırımcılar, Dolar/TL paritesinden ciddi karlar elde ettiler…
Devamını Oku »

TCMB 2016 Kasım Toplantısında Hangi Yönde Karar Alacak ve Dolar/TL Nasıl Etkilenecek?

TCMB 2016 Kasım Toplantısında Hangi Yönde Karar Alacak ve Dolar/TL Nasıl Etkilenecek?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bugün gerçekleştireceği 2016 Kasım ayına ilişkin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz indirimine gidecek mi? Peki, TCMB kararları Dolar/TL paritesi üzerinde hangi yönde etki edecek? Tüm merak edilenleri sizin için araştırdık…
Yurt içi piyasalarda bu işlem haftasında gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrilmiş durumda. Zira TCMB’den gelecek her hamle; Türk varlıklarının genel seyri açısından hayati önem taşırken, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar içinde belirleyici bir rol oynayacak. Hal böyleyken kritik toplantı öncesi birçok konu merak konusu olmuş durumda. “TCMB faiz indirecek mi ve Dolar/TL TCMB kararlarından hangi yönde etkilenecek?” gibi kritik soruların cevabını sizleri için cevapladık.

 

TCMB Faiz İndirecek mi? 


TCMB’nin bugünkü Kasım toplantısı öncesi öngörülerimi paylaşmadan evvel Ekim toplantısını hatırlamakta yarar olduğunu düşünüyorum. Erdem Başçı’dan boşalan başkanlık koltuğuna Murat Çetinkaya’nın gelmesinin ardından TCMB, Mayıs ayından Ekim ayına kadar gerçekleştirdiği toplantıların tamamında faizin üst bandında indirime gitmekteydi. Özellikle politika yapıcılardan da gelen destek söylemleri, TCMB’nin elini güçlendirmekteydi. Lakin Ekim toplantısında TCMB aldığı sürpriz karar ile faiz indirimini pas geçtiğini kamuoyuna duyurdu. TCMB’nin faiz indirimini pas geçmesindeki temel etken ise Dolar/TL paritesinin 3.1140 seviyelerine kadar tırmanmasıydı… TCMB’nin Ekim toplantısında faiz indirimini pas geçmesinin ardından kurda önemli oranda gevşeme görülmüştü. Ancak Dolar/TL’deki düşüşler sınırlı kalmış ve kısa süre içerisinde yeni rekorlar görülmüştü. Tam da bu noktada TCMB’nin alacağı kararlar hayati bir önem taşıyor. TCMB Ekim toplantısında olduğu gibi Dolar/TL’deki yukarı yönlü seyrin baskısında kalarak, faiz indirimini pas mı geçecek sorusu akıllara geliyor. TCMB’nin bugünkü toplantısında sadeleşme sürecine ilişkin son bir hamle gerçekleştirmesini bekliyorum. Zira TCMB’den gelecek söylemlerde bugün kritik bir öneme sahip olacak. Faiz koridorunun üst bandının artık sabit bırakılması toplantı öncesi muhtemel olarak görülüyor, ancak gösterge faizde 25 baz puanlık bir faiz artırımının gelmesi TCMB’nin politikalarında sağlam bir adımı işaret edebilir…

 

TCMB’nin PPK Toplantısından Dolar/TL Hangi Yönde Etkilenecek? 


TCMB’nin bugünkü toplantısının ardından tüm gözler doğal olarak Dolar/TL paritesinde olacak. Doların son haftalarda Türk lirası üzerinde rekor üzerine rekor kırması, kuşkusuz yatırımcıları bir hayli tedirgin ediyor. Türk varlıklarındaki şok düşüşlerin ardından, hatırlanacağı üzere dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Beştepe’de EKK toplantısı gerçekleştirilmişti. Toplantı öncesi yaşanan gelişmelere buradan ulaşabilirsiniz. Kısacası bugünkü toplantı Dolar/TL’nin seyri üzerinde kritik bir rol oynayacak. Bu noktada özellikle kısa vadeli pozisyon alan yatırımcılar, büyük merak içerisindeler. Bilindiği üzere toplantı öncesi Dolar/TL yurt dışı etmenlere bağlı olarak 3.41’in üzerinde seyrediyor. TCMB’nin bugünkü toplantısında beklediğimiz gibi gösterge faizde 25 baz puan artış kararı gelmesi halinde Dolar/TL paritesinde gevşemeleri görmemiz muhtemel olacaktır. Lakin kurda göreceğimiz bu gevşemeler, önümüzdeki ay gerçekleşecek yılın son FED toplantısının baskısı altında kalacak ve kısa vadeli olacak…
Devamını Oku »

Beştepe’deki EKK Toplantısı Dolar/TL’nin Ateşini Düşürecek mi?

Bugün akşam saatlerinde Baştepe’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanacak olan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısının ardından, Dolar/TL’nin ateşi düşecek mi ? Merak edilenlerin tamamı burada; Dolar/TL’nin günlük seyri hem küçük hem de büyük yatırımcıların en çok merak ettikleri konuların başında yer alıyor. Özellikle son aylarda Türk lirasının, dolar karşısında rekor düşük seviyelere kadar gerilediği konjonktür içerisinde yatırımcılar ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Bu yazımda sizler için bugün akşam saatlerinde Beştepe’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkalığında toplanacak olan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında alınacak kararların Dolar/TL üzerindeki yansımalarını öngörmeye çalışacağız...

EKK Toplantısı Neden Ertelenmişti?

Bilindiği üzere EKK toplantısı dün Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlığında gerçekleşecekti. EKK’nın toplanmasındaki temel neden ise özellikle ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artıracağı yönündeki beklentilere bağlı olarak küresel çapta değer kazanan doların, Türk lirası karşısında olası yeni rekoruna karşı alınacak önemler olacaktı. Lakin toplantının sürpriz bir şekilde ertelenmesine karar verildi. İlgili kaynaklardan kamuoyuna yapılan açıklamalarda; Başbakan Yıldırım’ın yoğun gündeminden dolayı, EKK toplantısının ertelendiği ifade edilmişti.

EKK Toplantısında Neler Konuşulacak? 

Ertelenen EKK toplantısının gündem maddesi değiimedi. Gündem; yıl bitmeden doların, Türk lirası karşısında çizeceği yeni grafiklere karşı olarak alınması gereken önlemleri kapsıyor. Bu doğrultuda EKK ekibi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Türk lirasına değer kazandıracak önemleri detaylı bir şekilde anlatacak.

 

Dolardaki Artış Sürecek mi? 

Doların Türk lirası karşısındaki kazanımlarına baktığımız zaman karşımıza, yurt içi ve yurt dışı iki etmen çıkıyor. Son haftalarda özellikle yurt dışı etmen; FED’in önümüzdeki ay faiz artırımına gideceği beklentisi, doların küresel çaptaki yükselişini destekliyor. Bugün yeniden rekor kırarak 3.40 seviyesine yükselen Dolar/TL, akşam saatlerindeki EKK toplantısının ardından bir miktar gevşeyebilir…
Devamını Oku »