Son günlerde ülke gündeminin ilk maddesi şüphesiz ki Dolar/TL'nin yukarı yönlü seyri olmuş durumda. Türkiye'nin dış borcunu öderken veya yurt dışından bir materyal alırken kullandığı para cinsi de dolar olduğu için doların, Türk lirası karşısındaki yukarı yönlü seyri herkesi rahatsız etmekte. Sabahki yazımızda; Dolar/TL'nin yukarı yönlü seyrinin ardından, Türkiye'nin yeni bir ekonomik krize gidip gitmediğini incelemiştik. Yazımızda da ifade ettiğimiz üzere Türk lirası, 2001 yılından bu yana ilk kez dolar karşısında tarihinin en düşük seviyelerine gerilemiş durumda. Yani bu durum yeni bir krizin habercisi olarak nitelendirilebilir. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Lakin Türkiye'nin uygulayacağı politikalar ve ihtiyatlı bir duruş sergilemesi halinde bu krizin eşiğinden dönmesi kuvvetle muhtemel. Çünkü dolar, yalnızca Türk lirası karşısında değil, hem gelişen hem de gelişmekte olan para birimleri karşısında rekor üzerine rekor kırıyor. Dolar endeksinin bu yükselişindeki temel etmenlere baktığımızda ise karşımıza; ABD Merkez Bankası'nın (FED) yıl bitmeden faiz artırımına gitme ihtimalini artırması ve başkanlık seçimlerinin ardından ABD ekonomisindeki bilinmezlikler çıkıyor. Bu doğrultuda Türk lirasının, dolar karşısında yaşadığı değer kayıplarından dolayı yalnızca politika yapıcıları suçlamanın doğru olmadığı kanısındayım.
Devlet Doları Düşürmek için Ne Yapabilir?
Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere doların, Türkiye ekonomisi için bu denli hayati bir rol oynamasındaki temel faktör; Türkiye'nin dış borcunu öderken ve alım gerçekleştirirken ABD doları kullanıyor olması. Bu doğrultuda kuracağımız düz mantık çerçevesinde; Türkiye'nin alım ve satım işlemlerinde doları terk etmesi ve Türk lirasını kullanması, hem doların ateşini düşürecek hem de Türk lirasının küresel çapta değer kazanmasını sağlayacaktır…
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder